7 Temmuz 2014 Pazartesi

Yeni Subaru Forester - 2015





Yeni Volkswagen Passat - 2015


1973de başlayan serüvenine 7 jenerasyon sığdıran Passat 8. Jenerasyonu ile karşımıza çıkıyor. 5. Jenerasyonu ile sınıfının tartışmasız lideri olduğunu ilan eden araç 1996daki bu jenerasyondan beri hep en üst referans çizgisi olarak kaldı. Klauss Bischoff önderliğindeki tasarım ekibi yine bir VW geleneğini sürdürerek radikal olmayan ve mükemmelleştirmeye dayalı değişim yoluna gitmiş. Tasarımı bu çizgiye taşırken en önemli sorunun mevcut karakterin yeni şasi sistemi olan MQB’ye mükemmel şekilde taşınması ve misyonuna uyan imajı yaratması ve ilk defa daha sprotif görünmesi idi. Bu ise başarılmış görünüyor.

Araç güncel verisyona gore 2 mm kısalırken dingil mesafesi 79 mm arttırılmış. Bu da doğal olarak daha rafine görünüm ve daha geniş diz mesafesi sonucunu doğurmuş. Ön tekerlekler 29 mm ön tampona yaklaşırken arka tekerlekler 17 mm arkaya kaymış.Ayrıca araç 17 mm alçalıp 12mm daralmış. Böylelikle tasarım mühendisliğinin bir dehası olarak araç D Segmentinden çok daha üst segment görünümüne kavuşmuş. Kapı kolları karakteristik gövde çizgisinin tam üstüne yerleştirilmiş. Işık ve gölge oyunları ile araç daha alçak gösterilmeye çalışılmış. Öte yandan sedan verisyonun bagaj hacmi 21 litre artarak 586 litreye ulaşmış.


Krom ızgara tüm donanım sınıflarında standart sunulacak. Üst dananım seviyesinde ise full led farlar sunulacak. Led farlar dinamik far asistanı sayesinde kamera desteği ile sürekli alan taraması ve ayırştırması ve heteorjen aydınlatma yapma özelliğine sahip olacak. Arka farlar ise daha geniş ve yayvan görünecek. Biraz Phaeton esintisinden bahsedilebilir. Üst donanımda çapraz yanan ve uyarı özellikli full led stoplar kullanılırken, standart stop grubu da full led olarak tasarlanmış.
Asimetrik yamuk şeklindeki egzoz uçları ise araca lüks bir hava katıyor.


İçeride aynen yeni Golf’te olduğu gibi sürücü merkezli yerleşim tercih edilmiş. Döşemelere baktığımızda ise, yatay bant şeklindeki havalandırmalar trim yapısına adapte ve uyumlu bir kalite havası veriyor.  Ayrıca bu tasarım havalandırma performansında %5 iyileştimeye imkan verirken havalandırma aksutiğinde de iyileşme sağlamış. Analog saat bu versiyonda da yerini alıyor. Araç merkezi kiliti açıldığında araçta ilk olarak kafa aydınlatmaları dashboard yavaşça aydınlatarak açılıyor. Hemen akabinde kapı kollarındaki dış aydınlatmalarla birlikte iç ayak ve ambiyans aydınlatmaları devreye giriyor. Bilgi eğlence ve müzik sistemi 8 inc ekrana sahip olacak.


Bu Passat’taki en büyük yeniliğe gelince, tartışmasız analog kadranların yerine tam 12,3 inclik 1440*540 çözünürlükteki entegre led ekranın alması. Nvigasyondan takometreye devir saatinden hararete hepsi bus anal kadrandan gözlenebiliyor. Opsiyon listesinde sunulacak bu temel donanım için VW-Doğuş nasıl bir fiyatlama yapacak merakla bekliyoruz. Bununla birlikte bir başka yenilik de Head Up ekranı.

Aktif Bilgi Sistemi ve Head Up dışında yenilikler şöyle olacak: Arka Koltuk Eğlence Sistemi, Yaya Tespitli Şehir Acil Frenleme Yardımcısı, Acil Durum Asistanı, Direksiyon Asistanı, Yoğun Trafik Asistanı. Ayrıca bilgi sistemi tarafında Car-Net,Google Earth,Yakıt Piyasası,Hava,Haberler,Araç Durum Robotu,WLAN,Mirrorlink,Tablet Şarj Dock’u standart ve opsiyonel sunulacak.


2010da Tuareg’de sunulanın oldukça gelişmiş bir versiyonu olan Alan Görüntüleyicisi, aracı 360 derece sararak çerve ve trafik güvenliğini sağlıyor. Park asistanı artık parallel ve dikey parkın yanında parktan çıkma ve ileri yönde girişle park etme yöntemini de destekliyor. Ayrıca system arka trafik tespit ve uyarı ve fren sistemine sahip. Belki de insan hayatı için en iyi haber ise şu: Comfortline ve üstü tüm donanımlarda şehir güvenlik sistemi yaya algılama yeteneğine de sahip olacak.


En beğendiğim özelliklerden biri ise Progresiv Yönlendirme özelliği. Buna gore düşük hızlarda ön ve arka aks farklı yönlerde hareket ederek dönüş derecesini 2,75den 2,1’e düşürüyor. Otoyol kullanımında ise ön ve arka aks aynı yönde hareket ederek şerit değiştirmelerde daha stabil yönlendirmeye imkan vererek konforu arttırıyor. Tabi bu opsiyon donanımı kullanbilmeniz için DCC donanımına da sahip olmanız gerekiyor.



Son olarakda  tampon doğru salladığınız ayağınızla bagaj kapağını açan system artık bagaj kapağını da kapatıyor olacak. Bunun için tek yapmanız gereken anahtarsız giriş kiti sizdce iken aracın arkasında uzaklaşmanız.



27 Haziran 2014 Cuma

Yeni Peugeot 508 SW ve RXH - 2015







Yeni Peugeot 508 - 2015



Peugeot yeni 508’e ait detayları duyurdu. Yeni 508, ilk versiyonda olduğu gibi kaliteyi vurgulayacak ve daha baskın bir dış görünüm çizgisine sahip olacak. Yeni 508 kalite vurgusuna sahip öncüsünün bu iddiasına artık güçlü görünüm ve yüksek teknoloji vurgusunu da ekleyecek.
Bunun merkezinde ise tasarımsal olarak; yeni ızgara, full led farlar ve led ışık tüplü stop grubu olacak. Özellikle tamponda bulunan gündüz ledleri Peugeot’nun aslan pençesi imzasına yakışacak şekilde karakteristik bir görüntü sergileyecek.




İçerideyse 7 inc dokunmatik ekran sunuluyor. Araçla ilgili neredeyse bütün fonksiyonlar sadeleşme stratejisine uyacak şekilde burada toplanıyor. Ayrıca bu versiyonda Head-up ekranı renkli olarak gelecek. Ayrıca kör nokta uyarı sistemi gibi geri görüş kamerası da yeni modelle birlikte alınabilecek.



Ancak asıl büyük değişim görünmeyende yaşanıyor. Araç EMP2 platfortmunu kullanacak. Öte yandan süspansiyon sistemi çok daha iyileşmiş olacak. Yeni çift tüplü amortisörler, McPherson ön bağlantılar, çok noktadan bağlantılı arka süspansiyonlar aracın hem konforunu hem yol tutuşunu arttıracak. Bu geliştirmelerin etkisi ile EMP2 platfromunun ses yalıtım başarısı ve çift tüplü bağlantıların ses yankılanmasını engelleyen yapısı bir önceki versiyonda "Pazar sabahı kahvaltısı" kıvamındaki iç huzuru, daha da ileriye götürüp "gece 3 de karlı bir sokakda tek başına yürüyormuş" noktasına getiriyor. Tabi geliştirmelerin yol tutuşa ve sürüş keyfine etkisi ise aracın bonusu.

Araç başlangıçta yeni 1.6lt 165 hp benzinli motor ile, 2 litre 150hp ve 180 hp Bluelion versiyonlu dizel motorlarla geliyor. Özellikle benzinli motor bir önceki 156hp versiyona gore %12lik bir emsiyon düşüşü sağlıyor. Ayrıca bu motor için yeni tam otomatik 6 ileri ETA6 şanzıman geliyor.


Araç avrupada 10 eylülden sonra satışa çıkacak.

25 Haziran 2014 Çarşamba

Son Dakika: 2014 Yılın Motoru Ödülünün Sahibi Belli Oldu





Yılın en iyi motoru yarışması sonuçlandı ve şu dakikalarda Stutgart'da ödüller dağıtılıyor ve kazananlar açıklanıyor. İşte ilk resmi sonuçlar:


Yılın En İyi Yeni Motoru:
Mercedes Benz 1991cc - Sıralı 4 Silindir - 360hp Güç - 450 Nm Tork
Mercedes A45 AMG 7GTronic Hızlanma : 4,6sn, Tüketim : 7,5 Lt/100km

Yılın En İyi Yeşil Motoru:
Tesla Electirc Power Engine - 3 Faz, 4Kutuplu AC indüksiyon motor - 310Kw Güç - 600 Nm Tork
Tesla Model S Hızlanma : 4,2sn, Tüketim : 0 Lt/100km

Yılın En İyi Performans Motoru:
Ferrari 4497cc - V8 Silindir - 605hp Güç - 540 Nm Tork
Ferrari Speciale Hızlanma : 3,6sn, Tüketim : 9,8 Lt/100km

Yılın En İyi 1 Litre Altı Motoru:
Ford 999cc - Sıralı 3 Silindir - 125Hp Güç - 170Nm Tork
Ford Focus Hızlanma : 11,1sn, Tüketim : 5,0 Lt/100km

Yılın En İyi 1-1,4 Litre Arası Motoru:
Volkswagen 1390cc - Sıralı 4 Silindir - 192Hp Güç - 265Nm Tork
CC Hızlanma : 7,1sn, Tüketim : 6,2 Lt/100km

MERAKLA BEKLENEN KATEGORİ...
Yılın En İyi 1,4-1,8 Litre Arası Motoru:
PSA 1598cc - Sıralı 4 Silindir - 272Hp Güç - 330Nm Tork
Peugeot RCZ R Hızlanma : 5,6sn, Tüketim : 6,7 Lt/100km

Yılın En İyi 1,8-2 Litre Arası Motoru:
Mercedes Benz 1991cc - Sıralı 4 Silindir - 360hp Güç - 450 Nm Tork
Mercedes A45 AMG 7GTronic Hızlanma : 4,6sn, Tüketim : 7,5 Lt/100km

Yılın En İyi 2-2,5 Litre Arası Motoru:
Audi 2480cc - Sıralı 5 Silindir - 301hp Güç - 420 Nm Tork
Audi RS Q3 DSG Hızlanma : 5,5sn, Tüketim : 8,1 Lt/100km

Yılın En İyi 2,5-3 Litre Arası Motoru:
BMW 2979cc - Sıralı 6 Silindir - 306hp Güç - 400 Nm Tork
BMW M235i ZF Hızlanma : 4,8sn, Tüketim : 8,1 Lt/100km

Yılın En İyi 3-4 Litre Arası Motoru:
McLaren 3799cc - V8 Silindir - 650hp Güç - 678 Nm Tork
McLaren 650S Hızlanma : 3,4sn, Tüketim : 9,9 Lt/100km

11 Haziran 2014 Çarşamba

Yeni Volkswagen Golf 1.4 TSI ACT













Golf 1 1974, Golf 2 1983, Golf 3 1991, Golf 4 1997, Golf 5 2003,Golf 6 2009'da piyasaya sürüldükten sonra hızlı bir geçiş ve 3 yıllık aradan sonra Golf 7 2012'de yola indi. Bu versiyonla birlikte efsane GTI, GTD  versiyonları ve son olarak Golf Plus ve Golf GTE sırasıyla yerlerini alacaklar.
Golf GTE, yaklaşık 50 km boyunca zero emission modunda sadece depolanmış elektrik gücü ile kullanabilecek  ve plug-in hybrid yapısı ile 1.5 lt/100 km farbrika verisi bir tüketim değerine sahip olduğu iddia ediliyor.
Bizler bugün ise sayfamızda 1.4 TSI ACT özellikli COD teknolojili versiyonun higline versiyon ve R body kit versiyonunu kullandık.

Tasarım ve Kullanışlılık
Öncelikle 7. nesil Golften önceki nesillerin hepsini kullanamamış olsam da kişisel kanımca gelmiş geçmiş en iyi Golf tasarımıyla karşılaşmış olduğumuzu düşünüyorum.  Daha keskin, daha baskın karakterli, daha belirgin bir Golf. Özellikle Highline donanım ile gelen led arka ve ön farlar ve opsiyonel R Body kit aracı çok maskülen ve ayrıştırıcı gösteriyor.
Aracın içine girdiğimizde dışarıda olduğu gibi içeride de radikal bir değişim yerine varolanın mükemmelletirilmesi, küçük ama karakterli değişimler göze çarpıyor. Piano black kaplamaların Renault Clio’dakilere anlatacak bir kaç cümle hikayesi var en başta.  Tuş yerleşimi için birer numune Opel ve Ford fabrikalarına gönderilmeli, sade ve şık tasarımın nasıl olması gerektiğini anlatabilmek için bir numune 308 fabrikasına ve dokunmatik ekranın dokunmatik olarak çalışabilmesi zorunluluğunu tatbik etmek için de Citroen teknoloji geliştirme ekiplerine bir numune gönderilmeli diye düşünüyorum. Bütün bunları neden söylüyorum çünkü halen segmenti en iyi paketi neden Golf anlaşılabilsin istiyorum. Belki de en son söyleyeceğimizi ilk başta söylemiş oluyoruz.

Bagaj hacmine bakarsak 380 litre hatcback (ruhsattaki ismi ile heçbek) bir araç için yeterli seviyesini rahatlıkla karşılıyor. Ama asıl önemlisi bagaja çok ağır bir eşyayı koymaya çalıştığınızda yaşayacaklarınız. Veya yüklü bagajda en arkadaki valizden bikininizi acilen çıkarmak istediğinizde aradan bir parça malzeme almak sizi hayata küstürmeyecektir. Bagaj kapağındaki “kör gözüm parmağına” VW arması  bagaj açma butonu olarak da kullanılıyor.  Ayrıca pandizotu taban halısının altına koyabiliyorsunuz ama tam boy stepneleye değil küçük stepne veya lastik tamir kitine sahipseniz. Kapı kolları içinde, orta konsolda ve koltuk altında yeterli sayıda ve referans ergonomide çekmeceler bulunuyor. Bir önceki kasa Golf’te kapı içi gözlerde kadife kaplama vardı tıkırtıları önlemek için. Bu versiyonda göremedim. 




Motor:
2013 yılında kendi kategorisinde 234 puala yılın otomobili seçilen 1395 cc aktif silindir yönetimi kontrollü (ACT ) cylinder on demand (COD) özellikli motor kullanılıyor. 4500 devirde 140hp güç ve 1500-3000 devir aralığında  250Nm tork üreten motor katalog verilerine göre Şehir İçi 5,8 lt, Şehir Dışı 4,1 lt, Karma 4,7 lt benzin tüketimine sahip.
Wolfsburg merkezli marka dünyada 4silindirli bir motora ilk defa silindir kapatma teknolojisi uygulayan isim oldu. Bu motorun tanıtım galasında verilen bilgilere göre sistem 1250-4000 devir arasında ve 25-100 Nm tork gereken anlarda devrede oluyor. Devreye giriş ve çıkış süresi o kadar kısaki bir arı sadece 1 kere kanat çırpabildiği sürede devreye girmiş veya çıkmış oluyor. Bu kullanıcı tarafından hiç hissedilmiyor. Hatta mühendisler bu bir şehir efsanesi değildir diyebilmek için kullanıcıya yol bilgisayarında uyarı vererek devreye giriş çıkışı vurguluyorlar. Uygulamanın devreye girdiği koşullar Avrupada günlük sürüşün %70lik kısmını oluşturmakta olduğu tespit edilmiş. Tabi Türkiye ve özellikle istanbul da günlük hayat hep 100Nm torktan farklı yaşanıyor: Sert dur sert kalk..

Testini gerçekleştiren magazinlerde karma ortalamasını 5.1 çıkaranda var 4.5 çıkaran da 8.8 çıkaran da. Biz ise İstanbulun kaotik kuantumunda ve Pendik Yakacık arası E5 ve yan yolda 7,1 çıkardık. Bu sürüş sırasında 1. Viteste dur kalkta yaptık , üst hızlara da çıktık, eğim aşağı 7. viteste süzülüş de yaptık. Aynı yolu aynı kullanımla 1.6 TDI ile 5.7ile gittiğimizi söylersek daha iyi anlaşılacaktır. Gayet başarılı ama mucize de değil.

Şanzuman:
DSG yazıyor ve geçiyorum.


Konfor:
En beğendiğimi en öne yazıyorum. Fiat grubunda veya PSA grubunda bulunan ama tutuk çalışan Adaptif hız sabitleyici yerine gerçekten çalışan bir Active Cruise Control sistemi ile karşılaştık. Bu sistem ızgarada yer alan bir radarla takip edilen araç ile mesafeyi otomatik olarak koruyor. Traffic jam modunu da destekleyen sistem net çalışıyor. Ancak bunun olması için yolda düzgün bir yol çizgisi çizili olması gerekiyor.
Aracın ayarlanabilir sürüş karakteri 5 farklı seçeneğe sahip : “Comfort”, “Normal”, “Sport”, “Eco” ve “Invidual”. Biz 7.1 lik test tüketimini normal modda elde ettik yeri geldiği için söylemek lazım. Individual yani kişisel modda direksiyon, gaz, vites değişim ve mekatronik sistemlerin bazılarını özelleştirebiliyorsunuz.
Araç 6. nesile göre 56 mm uzarken 28 mm daraldı. Bir çok firmanın gittiği yolun tam tersi bir değişim. Yoğun alüminyum ve sıcak pres çelik kullanımı ile  araç ortalama 105 kg hafiflemiş.

Yol Tutuş
Sık sık sorulur Messi mi CRonaldo mu diye, ben bu soruya hep İniesta cevabı vermişimdir. Birçokları için bu başlıkdaki en öncelikli soruya hemen cevap verelim: Torsiyon çubuğumu bağımsız geometri mi watts mı? Golf’de sorunun cevabı XDS. 140 hp versiyon dışında tüm versiyonlar arkada torsiyon çubuğu ile geliyor ve akıllarda soru işareti yaratıyor. Ama cevap basit farkı anlamak neredeyse imkansız. Nedeni ise XDS’in varlığı. Örneğin Opel Astra’da böyle bir durum olsa idi muhtemelen fark limitlerde net hissedilirdi. Ancak Golf’de zaten elektronik diferansiyel kilidi düşünülen zorlukları çözüyor. Ve herşey yolunda gidiyor.
Bir de yorgunluk tespit sistemi var. Özellikle belli bir hızın üzerinde gidilirken her 5 kmde bir algoritma datasını yenileyerek gaz, fren, direksiyon, şerit takibi istatistiklerinden dalgınlık/ yorgunluk skorunuzu belirliyor ve buna göre size uyarı verebiliyor. Kısacası yeni teknolojilerin de katılımı ile herşey yolunda. Focus Formula 1 deki bu sezonki Hamilton’sa Golf ise Rosberg diyebiliriz. Yani Yol tutuş anlamında rakiplerinden açık ara ilerideler ancak yine de Golf, Focus efsanesinden burun farkı ile geride, bu disiplinde. 


Sonuç
Golf alınır, binilir, kısa sürede satılır, zarar edilmez, uzun süre binilir, üzmez ve evladınıza da miras bırakırsınız. Bir de artık Doğuş Oto pazarlama yönetimi ve tedarik yönetimi ekiplerinin toplam kalite seviyesini arttırsa araçla ilgili olumsuz bir şey söylenemeyecek. Kısacası araçla ilgili söylenecek tek olumsuz eleştiri yine malesef: Doğuş.

Doğuş demişken sürüş için bize destek veren Doğuş Oto Kartal’a ayrıca parantez açmak isterim. Kendileri oldukça yardımcı oldular, bilgililer ve her defasında samimi bir ilgi ile sizi güleryüzlü karşılayıp güleryüzle yolcu ediyorlar.

30 Mayıs 2014 Cuma

Hangi Otomobil Dergisi En İyisi?



Türkiye piyasasında birçok dergi var. Kıta Avrupası ve özellikle Kuzey Amerika’daki sayıyla kıyaslayınca belki az gelebilir. Ancak 90lı yıllarda artan üye sayısı ile canlanan sektörde şu anda irili ufaklı 10’dan fazla dergi mevcut. Bunlardan bazıları haftalık bazıları aylık bazıları 2-3 ayda bir periyotlarlda yayınlanıyor.

Mutlaka yaşamışsınızdır. Bazı dergileri kapaktaki bir konudan ötürü veya sırf denemek amacı ile alırsınız. Bazen hayal kırıklığı çıkar bazen bir solukta tüm dergiyi bitirmişsinizdir. Hatta öyleki bazı dergiler okurken bağımlılık yapıp, daha ayın 1'inde bir sonraki ayın sayısını beklemeye başlamanıza neden olur.

İşte bu yazımızda hangi dergi en iyisi sorusuna cevap vermek için biraz yorumda bulunacağız.
Aslında sorunun cevabı basit: Bu tamamen ne beklediğinize kalmış. İşte bu nedenle dergileri birbiri ile karşılaştırmak yerine güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirip. Kendi kategorisine göre bir yere koymaya çalışacağız.

Bir çırpıda sayabileceğimiz oto dergisi isimleri şöyle akla geliyor:

Autocar
Automotor Sport
Autoshow
Car
Elektrikli Otomobiller
Evo
F1 Racing
Otohaber
Quattroroute
Top Gear
TR Tuning

İyi de hangisine güveneceğim, hangisine para vereceğim?

İşte Dergilerin Zayıf ve Güçlü Yönleri

Autocar                              
Neden Almalıyım : Tets/ inceleme köşesi sınıfının açık ara en iyisi.
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   Düşünecek birşey yok, kesinlikle öneririm!

Automotor Sport           
Neden Almalıyım : Haber yelpazesi oldukça geniş
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   İncelemeye konu olan model çeşitliliği arttırılmalı
               
Autoshow                         
Neden Almalıyım : Güncelliği çok iyi
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   Test içeriği

Car        
Neden Almalıyım : Görsel tasarım çok başarılı, fotoğraf seviyorsanız alın
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   Yazıların çok yüzeysel olması ve içeriğinin okuyucusuna yetersiz kalması

Elektrikli Otomobiller                 
Neden Almalıyım : Türünün nadide örneği olması
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   Dergi hedef kitlesine hitap edemeyecek kadar az teknik detay içeriyor

Evo                                       
Neden Almalıyım : Kaliteli tasarım
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: Suya sabuna ve VAG grubuna dokunamaması 

F1 Racing                                           
Neden Almalıyım : Türünün yaratıcısı olması ve fotoğrafçıları harika
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   Kendini tekrarlayan bir içerik yapısı var

Otohaber                                           
Neden Almalıyım : Yerel gündemi çok iyi takip ediyor
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:   İnceleme köşesi zayıf

Quattroroute                                   
Neden Almalıyım : İsmi çok havalı ve geçmişi saygıyı hakediyor
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: İçeriği haftalık dergilerden bile daha az doyurucu

Top Gear                                            
Neden Almalıyım : Clarkson , Hammond ve May 'e sahip olmaları
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: Clarkson , Hammond ve May  üçlüsü ile yerli yazarlar arasında keskin bir fark olması, daha sert olmalılar, top gear ahalisi bunu ister

TR Tuning                                          
Neden Almalıyım : Türünün yaratıcısı olması
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: Ürün tanıtımında daha öğretici olabilmeliydi

 Ben hangilerini mi alıyorum? Başta Topgear orijinalini koleksiyon için biriktirmek dışında, hemen hemen hepsini (içeriğe bağlı olarak) almaya çalışıyorum



Volkswagen ve Rekabet



Alman Futbol ligi Bundesliga'da Bayern Münih diye bir futbol takımı vardır. Bu takım oldukça başarılı ve iyi yönetilen bir kulüp olması ile ünlüdür. İyi yönetildiği için hep örnek gösterilen kulüp, yeri geldiğinde ezeli rakibine (1860 Munchen) zor gününde 11 milyon euro yardımda bulunarak ya da başka rakiplerine para talep etmeksizin futbolcu göndererek yardım etmesiyle de olumlu eleştiriler alır. Bunları yapmasının tek nedeni vardır: Futbolu, eğlenceyi ve bu işten para kazanan insanların güzel yaşamasını ön planda tutmaktır. Onlara göre sadece kendilerinin büyümesini gözetmek, insani olanın kaybetmesini sağlayacak ve son kertede yine kendilerinin kaybetmesi sonunu hazırlayacaktır.

Bu kadar uzun bir girizgahın nedeni, birazdan yazacaklarımı hangi bakış açısını referans aldığımın baştan bilinmesidir.

Biliyorsunuz VAG Yani Volkswagen Audi grubu da Alman kökenli bir otomobil firması.
Bir gazete mülakatında okumuştum. Fransız bir otomobil markasının pazarlama grubu başkanının belirttiğine göre Volkswagen Golf ile diğer eşdeğer C segmenti bir aracın ortalama satış fiyatında (Fransadaki rakamla) 3000 euroya varan farklar oluşuyor. 1 Milyon araçlık bir satışta bu fark 3.000.000.000 Euroya ulaşıyor. Yani VAG grubu örneğin yeni motor teknolojisi, yeni şasi teknolojisi, materyal teknolojisi gibi alanlara yatırım yapmak istediğinde yatırım bütçeleri arasında devasa bir fark oluşuyor. 

Ayrıca devreye giren MQB platformununda üretim maliyetlerinde %7-13 arasında düşüş yaşayacağını varsayarsak maliyeti daha düşükken cirosu daha yüksek olan ve ayrıca pazarın açık ara en fazla payını yiyen markası konumuna gelmiş bir firmanın, tekel olması hazin sonunun hızla yaklaştığının ipucunu veriyor.

VAG araçları ve markası dünya çapında hayran ve seven kitlesi kullanıcı sayısın kadar çok olan bir marka. Başarılılar. Ancak "Alman Kavgam"ının ulaşmak istediği sonuca insanlık için ulaşılamasa da otomobillerin tektipleştirilmesi tek markalaşması o kadar da hayali bir kurgu olmayabilir.

Bu son yorumdan sonra akla 2 şey geliyor. Amerikan rekabet kurumunun yıllar önce aldığı Microsoft - Windows ayrışma kararı ve ayrıca Bayern Münih'in şövalye ruhu..



Lancia Delta 1.6 Multijet Selectronic

Otomobil hayatım çocuk yaşta tanıştığım Murat 131 Şahin ile başladı. Otomobil sürmeye ise lisede iken arkadaşımın babasına ait olan Renault Toros SW ile başladım. Arkadaşım Tayhan bana araba kullanmayı öğretebileceğini çok kolay olduğunu söylediğinde, geleneksel olarak dersten kaçıp babasının arabasını kaçırdığımız bir gündü. Toz toprak bir yolda bana sol ve sağ ayağımla yapmam gerekeni söyledi ve beton gibi pedallara basarak ilk denememde aracı kaldırdım, inanamadı ve bir daha dene dedi,2. denememde de stop etmeden kaldırdım, 3,4,5 ve hepsinde aynısı oldu. O zaman kendisi ile anladık ki otomobil işi benim hayatıma birinci günden tutku ile giriyordu.

Sonra Corolla 1.6GLI'lar , Civic 1.6iES'ler , Astra 1.6'lar , FSI Golf'ler, Focus'lar derken sonra Peugeot 307 HDI, Peugeot 3008 HDI Auto6R diye devam etti. Bu şekilde Lanci Delta 1.6 Multijet Selectronic'e de bir kapı açıldı.

Hiç bir marka veya araçla ilgili kesin iyi veya kesin kötü gibi bir yargım olamadı. Her birisinin iyi, kötü veya melankolik yanları vardı. Lancia'nın da.. Karar verirken hep uzun bir inceleme-araştırma sürecinin sonunda veya uzun süre kullandıktan sonra, araçla ilgili net bir görüş beyan edebildim. Test sürüşü sonrası değerlendirme yazılarını bunun dışında tutuyorum tabiki.

Lancia sıradan bir test izlenimi yazısına konu olamayacak zerafette bir araç olduğu için standart bir yazı yerine tersten bir yazı yazarak incelemeye en zayıf olduğu yerden Şanzuman ile başlıyorum:

Şanzuman: 6 ileri Yarı Otomatik Robotize ve Tiptronik Özellikli Selectronic

Piyasada bulunan tüm robotize şanzumanları incelemedim. Ancak en azından Citroen'in MCP, Peugeot'un Auto6R, Auto5R VE ETG6 şanzumanlarını kullandım. Bir çok kullanıcı gibi direk olarak robotize şanzumanlara kötüdür demek doğru olmayacaktır. O kadar kötü bir teknoloji olsaydı Ferrari,Maserati, GM gibi önemli markalar araçlarında bu şanzumanı kullanmazdı. Ancak asıl konuşulması gereken şanzumanın ne kadar başarılı implemente edildiği ve yorumlanabildiğidir. Selectronic şanzumanın pozitif ve negatif yanlarını maddelersek:

Negatif:

  • Soğuk havalarda 1. vites dişlisine geçiş sorunları
  • Rampa çıkışlarda düşük hızlarda vites düşürme problemleri. (Örneğin 2den 1e düştğünde debriyaj geçişi uzun sürdüğünden bir anlık durma ve ardından güçlü bir torklanma ile patinaja düşme)
  • Ani hızlanmalarda kick vites geçiş süresinin uzunluğu
  • Manuel kullanımlarda yığılma ve yalpalanma
  • Rampa kalkışlarında yarım debriyaj süresinin uzunluğu
  • Yerli ve yabancı kaynaklara girmiş bazı önemli şanzuman sorunu vakaları
  • Süzülme modunda gereksiz vites düşürme ile hız kaybı yaşatması

Pozitif:

  • Otoyol hızlarında konforlu ve lezzetli vites geçişleri
  • Ekonomi modunun başarılı düşük devir uygulaması
  • Yoğun trafikte diğer robotizelere göre daha az titreme yapması
  • Vites yükseltmelerdeki kararlı yapı
  • Manuel/ Otomatik geçişinin tüm hızlarda çok hızlı ve problemsiz yapılabilmesi
  • Sürüş stilini kısa süreli aralıklarla hesaplamasından ötürü ruh halinize hızlıca uyum sağlayan devir /vites dilimlendirmeleri

Motor: Performans ve Tüketim

Fiat grubunun 2006 yılında piyasaya sürmüş olduğu 120 hp'lik 3 aşamalı püskürtme düşük partikül seviyesine sahip motoru kullanılıyor. Motor marka imajına uyması açısından ekstra titreşim sönümleme ve ses yalıtımına ve kaput altı ısı ve ses yalıtım katmanına sahip. Aracın ağırlığı ile yeterli seviyede başa çıkıyor. Alt devir ve düşük hızlarda sakinken 1700 devirle birlikte ani bir patlama yaparak bir anda 2500-3000 devir aralığına ilerliyor. Peugeot'nun 2014de revize ettiği 117 hplik 1.6 dizel ve Renault'un 1.6 130hp'lik dci'ına göre daha ağırkanlı ve sesli çalışıyor. 


Motorun şanzuman ile en uyumlu çalıştığı vites ise 3. vites. 0-100 hızlanması 10.7sn ortalama fabrika verisi 4.6lt/100kmdir. İstanbul şartlarında 42.000 km karma kullanım ortalaması 6.2lt'dir. Ancak şehir dışı kullanımda sabit 90 km hız ile gidildiğinde fabrika verisi olan 3,9 lt/100km ortalamasının altına rahatlıkla inilebiliyor. 57 lt depo hacmine sahip araç ile dolu bagaj, 2 kişi ve sürekli açık tam otomatik klima ile İstanbul'dan  Antalya Belek'e gidilmiş, orada 1 haftada 200 km üzeri şehiriçi kullanılmış; dönüş yolunda da Afyon Özdilek'te depo ışığı yanmadan yeniden yakıt alınmıştır. Yaklaşık 1490 km bu şekilde katedilmiştir. Bu seyahatin ortalama hızı 72 km/s; tüketim ortalaması 3,8 lt/100km olmuştur.

Konfor:

Aracın motor ses yalıtımı yeterli seviyede ancak premium segmentin altında. Hatta PSA grubunun C ve üstü segmentindeki araçlarından daha geride. Ancak aracın süspansiyon amortisör ikilisi mükemmel çalışıyor. Sert girilen virajlarda hafif önden bırakma söz konusu olabilirken arkadan da dikkat edilmesi gereken sinyaller alınıyor. Ancak araçta bulunan elektronik Tork geri beslemesi ESP ile çok uyumlu çalışarak hiç fark ettirmeden ve nazikçe konforlu bir tutuşa geçiş sağlıyor. Darbe emiş çok başarılı. Güvenlik ekipmanları konforu arttırıyor. Klima hem ısıtma hem soğutmada oldukça vasat kalıyor. Koltuk sertliği mükemmel derecede iyi ayarlanmış. Kullanılan araçtaki alcantara deri kombinasyonu şıklığı arttırıyor. Yine de bu sınıfta bir araçta Palio'da kullanılan göstergeler ve araç içi kontrol düğmelerini görmek istemezdik. Çoğu kullanıcı zemin rengi turuncu değil beyaz olduğundan bunu farketmeyecektir ancak malesef Fiat grubunun Fiorino'da bile kullandığı birçok iç parça söz konusu. Araçta bulunan SkyDome açılabilir cam tavan aracı bambaşka bir dünyanın içine sokuyor. Çok keyifli ve fresh bir ortam sağlayan skydome kışın bile kullanılabilecek bir aerodinamik bir başarıya sahip. Yalnız araç soğuk günlerde kullanılırken tavan açıldığığında özellikle bozuk zeminde tavandan çıtırdılar geliyor bu da keyifli kullanıma gölge düşürebiliyor. Direksiyon 2 kademeli elektirk desteğine sahip. City modunda direksiyon 30 km hızlara kadar pamuktan bile daha yumuşak bir hale geliyor. Pedallarında son derece yumuşak olduğunu varsayarsak bu araca alıştıktan bir süre sonra birçok araç size beton etkisi hissi verebilir. Bagaj ise C segmenti için yeterli olmakla birlikte derinlikten ötürü özellikle ağır yükü indirip bindirmede yorucu olabiliyor. Arka koltuklar şezlong özelliğinden dolayı blok halinde ileri geri kaydırılabiliyor. Bu da bagajı kompak sedan seviyesine kadar büyütebiliyor. Bagaj en küçük hacimde olacak şekilde arka koltuk konumu ayarlandığında ise, arka diz mesafe bacak bacak üstüne atacak kıvama geliyor. Aracın sürücü koltuğunda bel desteği olması ve arka koltuk bölgesinde havalandırma olması olumlu puan alırken, kol dayamanın kısa ve aşağıda kalmasından dolayı neredeyse hiç kullanılamaması eleştiri alıyor.

Yol Tutuş, Sürüş, Elektronikler:

Araçta bulunan elektronik sistemler şu şekilde 
  •        ABS (Yardımcı Fren Sistemi)
  •        EBD (Elektronik fren güç dağılımı)
  •        ESP (Elektronik stabilite programı)
  •        ASR (Otomatik çekiş kontrol)
  •        MSR (Motor Frenlemesi Tork Kontrolü)
  •        HHL - Hill holder ( Yokuş kalkış desteği)
  •        HBA (Panik fren destek sistemi)
  •        TTC (Tork tansfer kontrolü)
  •        LTF (Doğrusallaştırıcı tork geri beslemesi)
  •        SRS – Sürücü, yolcu, ön, yan, tavan, perde hava Yastıkları
  
Araç düz gidiş anlamında oldukça başarılı Türkiye yol şartlarının malum durumuna rağmen uzun süreli kullanımda düz gidişte hiç bir problem yaşanmadı. Özellikle otoyol kullanımında orta hızlarda oldukça lezzetli bir sürüşü var. En büyük sorun 90 km seviyelerinde başlayan tekerlek uğultusunun segment ortalamasından kötü olması.

Satın Alma ve Sonrası:
Araç C segmentinde premium sınıfa göz kırpsa da fiyatlama olarak oldukça uygun fiyatlarda tek donanım ve paketlerle satılıyor. Aracın mevcutta 1.4 120 hp benzin 1.6 120hp dizel versiyonları ve manuel/selectronic versiyon şanzıman seçenekleri mevcut. Bizim önerimiz piyasada çok az bulunan 1.9 biturbo dizel 195hp versiyonlarını bulabiliyor iseniz onlara değilse ikinci el değerinden ötürü 1.6 dizel otomatik versiyonlara yönelmenizdir. Bakım ücretleri premium segment sınırlarını bile zorlamakta. Öte yandan Lancia'nın yavaş yavaş Türkiye pazarından çıkacağına yönelik söylentileri de göz önüne almak gerekebilir.

Sonuç:

Ben araca kendi sınıf ve segmenti içerisinde 10 üzerinden 7 puan veriyorum. Aslında sınıfın lideri A3 ü hedef alsa da Golf'ün bile gerisinde kalırken fiyat PSA/ Renault/ Opel seviyelerine kadar iniyor.