Bu blog hayata otomobillerle birlikte bakmak üzerine tasarlanmıştır. Blogda bulunan fikir, bilgi,fotoğraf veya videolar ile ilgili veya hak sahibi iseniz çıkartılması için isteğinizi iletmeniz yeterlidir. -If you have publishing/ copyrights about anything in this blog like ideas, photos, videos you could contact with me to bite em off
7 Temmuz 2014 Pazartesi
Yeni Volkswagen Passat - 2015
1973de
başlayan serüvenine 7 jenerasyon sığdıran Passat 8. Jenerasyonu ile karşımıza
çıkıyor. 5. Jenerasyonu ile sınıfının tartışmasız lideri olduğunu ilan eden
araç 1996daki bu jenerasyondan beri hep en üst referans çizgisi olarak kaldı.
Klauss Bischoff önderliğindeki tasarım ekibi yine bir VW geleneğini sürdürerek radikal olmayan ve mükemmelleştirmeye dayalı değişim yoluna gitmiş. Tasarımı
bu çizgiye taşırken en önemli sorunun mevcut karakterin yeni şasi sistemi olan
MQB’ye mükemmel şekilde taşınması ve misyonuna uyan imajı yaratması ve ilk defa
daha sprotif görünmesi idi. Bu ise başarılmış görünüyor.
Araç
güncel verisyona gore 2 mm kısalırken dingil mesafesi 79 mm arttırılmış. Bu da
doğal olarak daha rafine görünüm ve daha geniş diz mesafesi sonucunu doğurmuş.
Ön tekerlekler 29 mm ön tampona yaklaşırken arka tekerlekler 17 mm arkaya
kaymış.Ayrıca araç 17 mm alçalıp 12mm daralmış. Böylelikle tasarım
mühendisliğinin bir dehası olarak araç D Segmentinden çok daha üst segment
görünümüne kavuşmuş. Kapı kolları karakteristik gövde çizgisinin tam üstüne
yerleştirilmiş. Işık ve gölge oyunları ile araç daha alçak gösterilmeye
çalışılmış. Öte yandan sedan verisyonun bagaj hacmi 21 litre artarak 586
litreye ulaşmış.
Krom ızgara tüm donanım sınıflarında standart sunulacak. Üst dananım seviyesinde ise full led farlar sunulacak. Led farlar dinamik far asistanı sayesinde kamera desteği ile sürekli alan taraması ve ayırştırması ve heteorjen aydınlatma yapma özelliğine sahip olacak. Arka farlar ise daha geniş ve yayvan görünecek. Biraz Phaeton esintisinden bahsedilebilir. Üst donanımda çapraz yanan ve uyarı özellikli full led stoplar kullanılırken, standart stop grubu da full led olarak tasarlanmış.
Asimetrik yamuk şeklindeki egzoz uçları ise araca lüks bir hava katıyor.
İçeride aynen yeni Golf’te olduğu gibi sürücü merkezli yerleşim tercih edilmiş. Döşemelere baktığımızda ise, yatay bant şeklindeki havalandırmalar trim yapısına adapte ve uyumlu bir kalite havası veriyor. Ayrıca bu tasarım havalandırma performansında %5 iyileştimeye imkan verirken havalandırma aksutiğinde de iyileşme sağlamış. Analog saat bu versiyonda da yerini alıyor. Araç merkezi kiliti açıldığında araçta ilk olarak kafa aydınlatmaları dashboard yavaşça aydınlatarak açılıyor. Hemen akabinde kapı kollarındaki dış aydınlatmalarla birlikte iç ayak ve ambiyans aydınlatmaları devreye giriyor. Bilgi eğlence ve müzik sistemi 8 inc ekrana sahip olacak.
Bu Passat’taki en büyük yeniliğe gelince, tartışmasız analog kadranların yerine tam 12,3 inclik 1440*540 çözünürlükteki entegre led ekranın alması. Nvigasyondan takometreye devir saatinden hararete hepsi bus anal kadrandan gözlenebiliyor. Opsiyon listesinde sunulacak bu temel donanım için VW-Doğuş nasıl bir fiyatlama yapacak merakla bekliyoruz. Bununla birlikte bir başka yenilik de Head Up ekranı.
Aktif Bilgi Sistemi ve Head Up dışında yenilikler şöyle olacak: Arka Koltuk Eğlence Sistemi, Yaya Tespitli Şehir Acil Frenleme Yardımcısı, Acil Durum Asistanı, Direksiyon Asistanı, Yoğun Trafik Asistanı. Ayrıca bilgi sistemi tarafında Car-Net,Google Earth,Yakıt Piyasası,Hava,Haberler,Araç Durum Robotu,WLAN,Mirrorlink,Tablet Şarj Dock’u standart ve opsiyonel sunulacak.
2010da Tuareg’de sunulanın oldukça gelişmiş bir versiyonu olan Alan Görüntüleyicisi, aracı 360 derece sararak çerve ve trafik güvenliğini sağlıyor. Park asistanı artık parallel ve dikey parkın yanında parktan çıkma ve ileri yönde girişle park etme yöntemini de destekliyor. Ayrıca system arka trafik tespit ve uyarı ve fren sistemine sahip. Belki de insan hayatı için en iyi haber ise şu: Comfortline ve üstü tüm donanımlarda şehir güvenlik sistemi yaya algılama yeteneğine de sahip olacak.
En beğendiğim özelliklerden biri ise Progresiv Yönlendirme özelliği. Buna gore düşük hızlarda ön ve arka aks farklı yönlerde hareket ederek dönüş derecesini 2,75den 2,1’e düşürüyor. Otoyol kullanımında ise ön ve arka aks aynı yönde hareket ederek şerit değiştirmelerde daha stabil yönlendirmeye imkan vererek konforu arttırıyor. Tabi bu opsiyon donanımı kullanbilmeniz için DCC donanımına da sahip olmanız gerekiyor.
Son olarakda tampon doğru salladığınız ayağınızla bagaj kapağını açan system artık bagaj kapağını da kapatıyor olacak. Bunun için tek yapmanız gereken anahtarsız giriş kiti sizdce iken aracın arkasında uzaklaşmanız.
Etiketler:
ACT,
Benzin,
Dayanıklılık,
Diesel,
Dizel,
Fiyatlandırma,
İzlenim,
Kalite,
Keyif,
Passat,
Pazarlama,
Performans,
Rekabet,
Sürüş,
Teknoloji,
Test,
TSI,
Tüketim,
Volkswagen,
Vw
27 Haziran 2014 Cuma
Yeni Peugeot 508 SW ve RXH - 2015
Yeni Peugeot 508 - 2015
Peugeot
yeni 508’e ait detayları duyurdu. Yeni 508, ilk versiyonda olduğu gibi kaliteyi
vurgulayacak ve daha baskın bir dış görünüm çizgisine sahip olacak. Yeni 508
kalite vurgusuna sahip öncüsünün bu iddiasına artık güçlü görünüm ve yüksek
teknoloji vurgusunu da ekleyecek.
Bunun
merkezinde ise tasarımsal olarak; yeni ızgara, full led farlar ve led ışık tüplü
stop grubu olacak. Özellikle tamponda bulunan gündüz ledleri Peugeot’nun aslan
pençesi imzasına yakışacak şekilde karakteristik bir görüntü sergileyecek.
İçerideyse
7 inc dokunmatik ekran sunuluyor. Araçla ilgili neredeyse bütün fonksiyonlar
sadeleşme stratejisine uyacak şekilde burada toplanıyor. Ayrıca bu versiyonda
Head-up ekranı renkli olarak gelecek. Ayrıca kör nokta uyarı sistemi gibi geri
görüş kamerası da yeni modelle birlikte alınabilecek.
Ancak
asıl büyük değişim görünmeyende yaşanıyor. Araç EMP2 platfortmunu kullanacak.
Öte yandan süspansiyon sistemi çok daha iyileşmiş olacak. Yeni çift tüplü
amortisörler, McPherson ön bağlantılar, çok noktadan bağlantılı arka
süspansiyonlar aracın hem konforunu hem yol tutuşunu arttıracak. Bu
geliştirmelerin etkisi ile EMP2 platfromunun ses yalıtım başarısı ve çift tüplü
bağlantıların ses yankılanmasını engelleyen yapısı bir önceki versiyonda "Pazar sabahı
kahvaltısı" kıvamındaki iç huzuru, daha da ileriye götürüp "gece 3 de karlı bir
sokakda tek başına yürüyormuş" noktasına getiriyor. Tabi geliştirmelerin yol
tutuşa ve sürüş keyfine etkisi ise aracın bonusu.
Araç
başlangıçta yeni 1.6lt 165 hp benzinli motor ile, 2 litre 150hp ve 180 hp Bluelion
versiyonlu dizel motorlarla geliyor. Özellikle benzinli motor bir önceki 156hp
versiyona gore %12lik bir emsiyon düşüşü sağlıyor. Ayrıca bu motor için yeni tam
otomatik 6 ileri ETA6 şanzıman geliyor.
Araç
avrupada 10 eylülden sonra satışa çıkacak.
25 Haziran 2014 Çarşamba
Son Dakika: 2014 Yılın Motoru Ödülünün Sahibi Belli Oldu
Yılın en iyi motoru yarışması sonuçlandı ve şu dakikalarda
Stutgart'da ödüller dağıtılıyor ve kazananlar açıklanıyor. İşte ilk resmi
sonuçlar:
Yılın En İyi Yeni Motoru:
Mercedes Benz 1991cc - Sıralı 4 Silindir - 360hp Güç - 450 Nm Tork
Mercedes A45 AMG 7GTronic Hızlanma : 4,6sn, Tüketim : 7,5 Lt/100km
Yılın En İyi Yeşil Motoru:
Tesla Electirc Power Engine - 3 Faz, 4Kutuplu AC indüksiyon motor
- 310Kw Güç - 600 Nm Tork
Tesla Model S Hızlanma : 4,2sn, Tüketim : 0 Lt/100km
Yılın En İyi Performans Motoru:
Ferrari 4497cc - V8 Silindir - 605hp Güç - 540 Nm Tork
Ferrari Speciale Hızlanma : 3,6sn, Tüketim : 9,8 Lt/100km
Yılın En İyi 1 Litre Altı Motoru:
Ford 999cc - Sıralı 3 Silindir - 125Hp Güç - 170Nm Tork
Ford Focus Hızlanma : 11,1sn, Tüketim : 5,0 Lt/100km
Yılın En İyi 1-1,4 Litre Arası Motoru:
Volkswagen 1390cc - Sıralı 4 Silindir - 192Hp Güç - 265Nm Tork
CC Hızlanma : 7,1sn, Tüketim : 6,2 Lt/100km
MERAKLA BEKLENEN KATEGORİ...
Yılın En İyi 1,4-1,8 Litre Arası Motoru:
PSA 1598cc - Sıralı 4 Silindir - 272Hp Güç - 330Nm Tork
Peugeot RCZ R Hızlanma : 5,6sn, Tüketim : 6,7 Lt/100km
Yılın En İyi 1,8-2 Litre Arası Motoru:
Mercedes Benz 1991cc - Sıralı 4 Silindir - 360hp Güç - 450 Nm Tork
Mercedes A45 AMG 7GTronic Hızlanma : 4,6sn, Tüketim : 7,5 Lt/100km
Yılın En İyi 2-2,5 Litre Arası Motoru:
Audi 2480cc - Sıralı 5 Silindir - 301hp Güç - 420 Nm Tork
Audi RS Q3 DSG Hızlanma : 5,5sn, Tüketim : 8,1 Lt/100km
Yılın En İyi 2,5-3 Litre Arası Motoru:
BMW 2979cc - Sıralı 6 Silindir - 306hp Güç - 400 Nm Tork
BMW M235i ZF Hızlanma : 4,8sn, Tüketim : 8,1 Lt/100km
Yılın En İyi 3-4 Litre Arası Motoru:
McLaren 3799cc - V8 Silindir - 650hp Güç - 678 Nm Tork
McLaren 650S Hızlanma : 3,4sn, Tüketim : 9,9 Lt/100km
Etiketler:
ACT,
Ford,
Performans,
Peuget,
Teknoloji,
TSI,
Tüketim,
Volkswagen,
Vw
11 Haziran 2014 Çarşamba
Yeni Volkswagen Golf 1.4 TSI ACT
Golf 1 1974, Golf 2 1983, Golf 3
1991, Golf 4 1997, Golf 5 2003,Golf 6 2009'da piyasaya sürüldükten sonra hızlı bir
geçiş ve 3 yıllık aradan sonra Golf 7 2012'de yola indi. Bu versiyonla birlikte
efsane GTI, GTD versiyonları ve son
olarak Golf Plus ve Golf GTE sırasıyla yerlerini alacaklar.
Golf GTE, yaklaşık 50 km boyunca zero
emission modunda sadece depolanmış elektrik gücü ile kullanabilecek ve plug-in hybrid yapısı ile 1.5 lt/100 km farbrika
verisi bir tüketim değerine sahip olduğu iddia ediliyor.
Bizler bugün ise sayfamızda 1.4 TSI
ACT özellikli COD teknolojili versiyonun higline versiyon ve R body kit
versiyonunu kullandık.
Tasarım ve Kullanışlılık
Öncelikle 7. nesil Golften önceki nesillerin hepsini
kullanamamış olsam da kişisel kanımca gelmiş geçmiş en iyi Golf tasarımıyla
karşılaşmış olduğumuzu düşünüyorum. Daha
keskin, daha baskın karakterli, daha belirgin bir Golf. Özellikle Highline
donanım ile gelen led arka ve ön farlar ve opsiyonel R Body kit aracı çok maskülen ve
ayrıştırıcı gösteriyor.
Aracın içine girdiğimizde dışarıda
olduğu gibi içeride de radikal bir değişim yerine varolanın
mükemmelletirilmesi, küçük ama karakterli değişimler göze çarpıyor. Piano black
kaplamaların Renault Clio’dakilere anlatacak bir kaç cümle hikayesi var en
başta. Tuş yerleşimi için birer numune
Opel ve Ford fabrikalarına gönderilmeli, sade ve şık tasarımın nasıl olması
gerektiğini anlatabilmek için bir numune 308 fabrikasına ve dokunmatik ekranın
dokunmatik olarak çalışabilmesi zorunluluğunu tatbik etmek için de Citroen
teknoloji geliştirme ekiplerine bir numune gönderilmeli diye düşünüyorum. Bütün
bunları neden söylüyorum çünkü halen segmenti en iyi paketi neden Golf anlaşılabilsin
istiyorum. Belki de en son söyleyeceğimizi ilk başta söylemiş oluyoruz.
Bagaj hacmine bakarsak 380 litre hatcback
(ruhsattaki ismi ile heçbek) bir araç için yeterli seviyesini rahatlıkla
karşılıyor. Ama asıl önemlisi bagaja çok ağır bir eşyayı koymaya çalıştığınızda
yaşayacaklarınız. Veya yüklü bagajda en arkadaki valizden bikininizi acilen
çıkarmak istediğinizde aradan bir parça malzeme almak sizi hayata
küstürmeyecektir. Bagaj
kapağındaki “kör gözüm parmağına” VW arması bagaj açma butonu olarak da kullanılıyor. Ayrıca pandizotu taban halısının
altına koyabiliyorsunuz ama tam boy stepneleye değil küçük stepne veya lastik
tamir kitine sahipseniz. Kapı kolları içinde, orta konsolda ve koltuk altında yeterli
sayıda ve referans ergonomide çekmeceler bulunuyor. Bir önceki kasa Golf’te
kapı içi gözlerde kadife kaplama vardı tıkırtıları önlemek için. Bu versiyonda
göremedim.
Motor:
2013 yılında kendi kategorisinde
234 puala yılın otomobili seçilen 1395 cc aktif silindir yönetimi kontrollü
(ACT ) cylinder on demand (COD) özellikli motor kullanılıyor. 4500
devirde 140hp güç ve 1500-3000 devir aralığında
250Nm tork üreten motor katalog verilerine göre Şehir İçi 5,8 lt, Şehir
Dışı 4,1 lt, Karma 4,7 lt benzin tüketimine sahip.
Wolfsburg merkezli marka dünyada
4silindirli bir motora ilk defa silindir kapatma teknolojisi uygulayan isim
oldu. Bu motorun tanıtım galasında verilen bilgilere göre sistem 1250-4000
devir arasında ve 25-100 Nm tork gereken anlarda devrede oluyor. Devreye giriş
ve çıkış süresi o kadar kısaki bir arı sadece 1 kere kanat çırpabildiği sürede
devreye girmiş veya çıkmış oluyor. Bu kullanıcı tarafından hiç hissedilmiyor.
Hatta mühendisler bu bir şehir efsanesi değildir diyebilmek için kullanıcıya
yol bilgisayarında uyarı vererek devreye giriş çıkışı vurguluyorlar.
Uygulamanın devreye girdiği koşullar Avrupada günlük sürüşün %70lik kısmını
oluşturmakta olduğu tespit edilmiş. Tabi Türkiye ve özellikle istanbul da
günlük hayat hep 100Nm torktan farklı yaşanıyor: Sert dur sert kalk..
Testini gerçekleştiren
magazinlerde karma ortalamasını 5.1 çıkaranda var 4.5 çıkaran da 8.8 çıkaran
da. Biz ise İstanbulun kaotik kuantumunda ve Pendik Yakacık arası E5 ve yan
yolda 7,1 çıkardık. Bu sürüş sırasında 1. Viteste dur kalkta yaptık , üst
hızlara da çıktık, eğim aşağı 7. viteste süzülüş de yaptık. Aynı yolu aynı kullanımla 1.6
TDI ile 5.7ile gittiğimizi söylersek daha iyi anlaşılacaktır. Gayet başarılı ama
mucize de değil.
Şanzuman:
DSG yazıyor ve geçiyorum.
Konfor:
En beğendiğimi
en öne yazıyorum. Fiat grubunda veya PSA grubunda bulunan ama tutuk çalışan Adaptif
hız sabitleyici yerine gerçekten çalışan bir Active Cruise Control sistemi ile
karşılaştık. Bu sistem ızgarada yer alan bir radarla takip edilen araç ile
mesafeyi otomatik olarak koruyor. Traffic jam modunu da destekleyen sistem net
çalışıyor. Ancak bunun olması için yolda düzgün bir yol çizgisi çizili olması gerekiyor.
Aracın
ayarlanabilir sürüş karakteri 5 farklı seçeneğe sahip : “Comfort”, “Normal”,
“Sport”, “Eco” ve “Invidual”. Biz 7.1 lik test tüketimini normal modda elde
ettik yeri geldiği için söylemek lazım. Individual yani kişisel modda
direksiyon, gaz, vites değişim ve mekatronik sistemlerin bazılarını özelleştirebiliyorsunuz.
Araç 6. nesile göre
56 mm uzarken 28 mm daraldı. Bir çok firmanın gittiği yolun tam tersi bir değişim.
Yoğun alüminyum ve sıcak pres çelik kullanımı ile araç ortalama 105 kg hafiflemiş.
Yol Tutuş
Sık
sık sorulur Messi mi CRonaldo mu diye, ben bu soruya hep İniesta cevabı
vermişimdir. Birçokları için bu başlıkdaki en öncelikli soruya hemen cevap
verelim: Torsiyon çubuğumu bağımsız geometri mi watts mı? Golf’de sorunun
cevabı XDS. 140 hp versiyon dışında tüm versiyonlar arkada torsiyon çubuğu ile
geliyor ve akıllarda soru işareti yaratıyor. Ama cevap basit farkı anlamak
neredeyse imkansız. Nedeni ise XDS’in varlığı. Örneğin Opel Astra’da böyle bir
durum olsa idi muhtemelen fark limitlerde net hissedilirdi. Ancak Golf’de zaten
elektronik diferansiyel kilidi düşünülen zorlukları çözüyor. Ve
herşey yolunda gidiyor.
Bir
de yorgunluk tespit sistemi var. Özellikle belli bir hızın üzerinde gidilirken
her 5 kmde bir algoritma datasını yenileyerek gaz, fren, direksiyon, şerit takibi
istatistiklerinden dalgınlık/ yorgunluk skorunuzu belirliyor ve buna göre size
uyarı verebiliyor. Kısacası yeni teknolojilerin de katılımı ile herşey yolunda.
Focus Formula 1 deki bu sezonki Hamilton’sa Golf ise Rosberg diyebiliriz. Yani Yol tutuş
anlamında rakiplerinden açık ara ilerideler ancak yine de Golf, Focus efsanesinden
burun farkı ile geride, bu disiplinde.
Sonuç
Golf
alınır, binilir, kısa sürede satılır, zarar edilmez, uzun süre binilir, üzmez ve
evladınıza da miras bırakırsınız. Bir de artık Doğuş Oto pazarlama yönetimi ve
tedarik yönetimi ekiplerinin toplam kalite seviyesini arttırsa araçla ilgili olumsuz bir şey
söylenemeyecek. Kısacası araçla ilgili söylenecek tek olumsuz eleştiri yine
malesef: Doğuş.
Doğuş
demişken sürüş için bize destek veren Doğuş Oto Kartal’a ayrıca parantez açmak
isterim. Kendileri oldukça yardımcı oldular, bilgililer ve her defasında samimi bir
ilgi ile sizi güleryüzlü karşılayıp güleryüzle yolcu ediyorlar.
Etiketler:
ACT,
Benzin,
Dayanıklılık,
Doğuş,
DSG,
Fiyatlandırma,
Golf,
İzlenim,
Kalite,
Keyif,
Pazarlama,
Performans,
Rekabet,
Sürüş,
Teknoloji,
Test,
TSI,
Tüketim,
Volkswagen,
Vw
30 Mayıs 2014 Cuma
Hangi Otomobil Dergisi En İyisi?
Türkiye piyasasında birçok dergi var. Kıta Avrupası ve özellikle Kuzey
Amerika’daki sayıyla kıyaslayınca belki az gelebilir. Ancak 90lı yıllarda artan
üye sayısı ile canlanan sektörde şu anda irili ufaklı 10’dan fazla dergi
mevcut. Bunlardan bazıları haftalık bazıları aylık bazıları 2-3 ayda bir
periyotlarlda yayınlanıyor.
Mutlaka yaşamışsınızdır. Bazı dergileri kapaktaki bir konudan ötürü veya
sırf denemek amacı ile alırsınız. Bazen hayal kırıklığı çıkar bazen bir solukta
tüm dergiyi bitirmişsinizdir. Hatta öyleki bazı dergiler okurken bağımlılık
yapıp, daha ayın 1'inde bir sonraki ayın sayısını beklemeye başlamanıza neden
olur.
İşte bu yazımızda hangi dergi en iyisi sorusuna cevap
vermek için biraz yorumda bulunacağız.
Aslında sorunun cevabı basit: Bu tamamen ne beklediğinize kalmış. İşte bu
nedenle dergileri birbiri ile karşılaştırmak yerine güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirip.
Kendi kategorisine göre bir yere koymaya çalışacağız.
Bir çırpıda sayabileceğimiz oto dergisi isimleri şöyle akla geliyor:
Autocar
Automotor Sport
Autoshow
Car
Elektrikli Otomobiller
Evo
F1 Racing
Otohaber
Quattroroute
Top Gear
TR Tuning
İyi de hangisine güveneceğim, hangisine para
vereceğim?
İşte Dergilerin Zayıf ve Güçlü Yönleri
Autocar
Neden Almalıyım : Tets/ inceleme köşesi
sınıfının açık ara en iyisi.
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
Düşünecek birşey yok, kesinlikle öneririm!
Automotor Sport
Neden Almalıyım : Haber yelpazesi oldukça
geniş
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
İncelemeye konu olan model çeşitliliği arttırılmalı
Autoshow
Neden Almalıyım : Güncelliği çok iyi
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
Test içeriği
Car
Neden Almalıyım : Görsel tasarım çok
başarılı, fotoğraf seviyorsanız alın
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
Yazıların çok yüzeysel olması ve içeriğinin okuyucusuna yetersiz kalması
Elektrikli Otomobiller
Neden Almalıyım : Türünün nadide örneği
olması
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: Dergi hedef kitlesine hitap edemeyecek kadar az teknik detay içeriyor
Evo
Neden Almalıyım : Kaliteli tasarım
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: Suya
sabuna ve VAG grubuna dokunamaması
F1 Racing
Neden Almalıyım : Türünün yaratıcısı
olması ve fotoğrafçıları harika
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
Kendini tekrarlayan bir içerik yapısı var
Otohaber
Neden Almalıyım : Yerel gündemi çok iyi
takip ediyor
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
İnceleme köşesi zayıf
Quattroroute
Neden Almalıyım : İsmi çok havalı ve
geçmişi saygıyı hakediyor
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
İçeriği haftalık dergilerden bile daha az doyurucu
Top Gear
Neden Almalıyım : Clarkson , Hammond ve
May 'e sahip olmaları
Neden alırken iki kere düşünmeliyim:
Clarkson , Hammond ve May üçlüsü ile yerli yazarlar arasında keskin bir
fark olması, daha sert olmalılar, top gear ahalisi bunu ister
TR Tuning
Neden Almalıyım : Türünün yaratıcısı
olması
Neden alırken iki kere düşünmeliyim: Ürün
tanıtımında daha öğretici olabilmeliydi
Ben hangilerini mi alıyorum? Başta
Topgear orijinalini koleksiyon için biriktirmek dışında, hemen hemen hepsini
(içeriğe bağlı olarak) almaya çalışıyorum
Volkswagen ve Rekabet
Alman Futbol ligi Bundesliga'da Bayern Münih diye bir futbol takımı vardır. Bu takım oldukça başarılı ve iyi yönetilen bir kulüp olması ile ünlüdür. İyi yönetildiği için hep örnek gösterilen kulüp, yeri geldiğinde ezeli rakibine (1860 Munchen) zor gününde 11 milyon euro yardımda bulunarak ya da başka rakiplerine para talep etmeksizin futbolcu göndererek yardım etmesiyle de olumlu eleştiriler alır. Bunları yapmasının tek nedeni vardır: Futbolu, eğlenceyi ve bu işten para kazanan insanların güzel yaşamasını ön planda tutmaktır. Onlara göre sadece kendilerinin büyümesini gözetmek, insani olanın kaybetmesini sağlayacak ve son kertede yine kendilerinin kaybetmesi sonunu hazırlayacaktır.
Bu kadar uzun bir girizgahın nedeni, birazdan yazacaklarımı hangi bakış açısını referans aldığımın baştan bilinmesidir.
Biliyorsunuz VAG Yani Volkswagen Audi grubu da Alman kökenli bir otomobil firması.
Bir gazete mülakatında okumuştum. Fransız bir otomobil markasının pazarlama grubu başkanının belirttiğine göre Volkswagen Golf ile diğer eşdeğer C segmenti bir aracın ortalama satış fiyatında (Fransadaki rakamla) 3000 euroya varan farklar oluşuyor. 1 Milyon araçlık bir satışta bu fark 3.000.000.000 Euroya ulaşıyor. Yani VAG grubu örneğin yeni motor teknolojisi, yeni şasi teknolojisi, materyal teknolojisi gibi alanlara yatırım yapmak istediğinde yatırım bütçeleri arasında devasa bir fark oluşuyor.
Ayrıca devreye giren MQB platformununda üretim maliyetlerinde %7-13 arasında düşüş yaşayacağını varsayarsak maliyeti daha düşükken cirosu daha yüksek olan ve ayrıca pazarın açık ara en fazla payını yiyen markası konumuna gelmiş bir firmanın, tekel olması hazin sonunun hızla yaklaştığının ipucunu veriyor.
VAG araçları ve markası dünya çapında hayran ve seven kitlesi kullanıcı sayısın kadar çok olan bir marka. Başarılılar. Ancak "Alman Kavgam"ının ulaşmak istediği sonuca insanlık için ulaşılamasa da otomobillerin tektipleştirilmesi tek markalaşması o kadar da hayali bir kurgu olmayabilir.
Bu son yorumdan sonra akla 2 şey geliyor. Amerikan rekabet kurumunun yıllar önce aldığı Microsoft - Windows ayrışma kararı ve ayrıca Bayern Münih'in şövalye ruhu..
Bir gazete mülakatında okumuştum. Fransız bir otomobil markasının pazarlama grubu başkanının belirttiğine göre Volkswagen Golf ile diğer eşdeğer C segmenti bir aracın ortalama satış fiyatında (Fransadaki rakamla) 3000 euroya varan farklar oluşuyor. 1 Milyon araçlık bir satışta bu fark 3.000.000.000 Euroya ulaşıyor. Yani VAG grubu örneğin yeni motor teknolojisi, yeni şasi teknolojisi, materyal teknolojisi gibi alanlara yatırım yapmak istediğinde yatırım bütçeleri arasında devasa bir fark oluşuyor.
Ayrıca devreye giren MQB platformununda üretim maliyetlerinde %7-13 arasında düşüş yaşayacağını varsayarsak maliyeti daha düşükken cirosu daha yüksek olan ve ayrıca pazarın açık ara en fazla payını yiyen markası konumuna gelmiş bir firmanın, tekel olması hazin sonunun hızla yaklaştığının ipucunu veriyor.
VAG araçları ve markası dünya çapında hayran ve seven kitlesi kullanıcı sayısın kadar çok olan bir marka. Başarılılar. Ancak "Alman Kavgam"ının ulaşmak istediği sonuca insanlık için ulaşılamasa da otomobillerin tektipleştirilmesi tek markalaşması o kadar da hayali bir kurgu olmayabilir.
Bu son yorumdan sonra akla 2 şey geliyor. Amerikan rekabet kurumunun yıllar önce aldığı Microsoft - Windows ayrışma kararı ve ayrıca Bayern Münih'in şövalye ruhu..
Etiketler:
Fiyatlandırma,
Kalite,
Pazarlama,
Rekabet,
Volkswagen,
Vw
Lancia Delta 1.6 Multijet Selectronic
Otomobil hayatım çocuk yaşta tanıştığım
Murat 131 Şahin ile başladı. Otomobil sürmeye ise lisede iken arkadaşımın
babasına ait olan Renault Toros SW ile başladım. Arkadaşım Tayhan bana araba
kullanmayı öğretebileceğini çok kolay olduğunu söylediğinde, geleneksel olarak
dersten kaçıp babasının arabasını kaçırdığımız bir gündü. Toz toprak bir yolda
bana sol ve sağ ayağımla yapmam gerekeni söyledi ve beton gibi pedallara
basarak ilk denememde aracı kaldırdım, inanamadı ve bir daha dene dedi,2.
denememde de stop etmeden kaldırdım, 3,4,5 ve hepsinde aynısı oldu. O zaman
kendisi ile anladık ki otomobil işi benim hayatıma birinci günden tutku ile
giriyordu.
Sonra Corolla 1.6GLI'lar , Civic 1.6iES'ler , Astra 1.6'lar , FSI Golf'ler, Focus'lar derken sonra Peugeot 307 HDI, Peugeot 3008 HDI Auto6R diye devam etti. Bu şekilde Lanci Delta 1.6 Multijet Selectronic'e de bir kapı açıldı.
Hiç bir marka veya araçla ilgili kesin iyi veya kesin kötü gibi bir yargım olamadı. Her birisinin iyi, kötü veya melankolik yanları vardı. Lancia'nın da.. Karar verirken hep uzun bir inceleme-araştırma sürecinin sonunda veya uzun süre kullandıktan sonra, araçla ilgili net bir görüş beyan edebildim. Test sürüşü sonrası değerlendirme yazılarını bunun dışında tutuyorum tabiki.
Lancia sıradan bir test izlenimi yazısına konu olamayacak zerafette bir araç olduğu için standart bir yazı yerine tersten bir yazı yazarak incelemeye en zayıf olduğu yerden Şanzuman ile başlıyorum:
Şanzuman: 6 ileri Yarı Otomatik Robotize ve Tiptronik Özellikli Selectronic
Piyasada bulunan tüm robotize şanzumanları incelemedim. Ancak en azından Citroen'in MCP, Peugeot'un Auto6R, Auto5R VE ETG6 şanzumanlarını kullandım. Bir çok kullanıcı gibi direk olarak robotize şanzumanlara kötüdür demek doğru olmayacaktır. O kadar kötü bir teknoloji olsaydı Ferrari,Maserati, GM gibi önemli markalar araçlarında bu şanzumanı kullanmazdı. Ancak asıl konuşulması gereken şanzumanın ne kadar başarılı implemente edildiği ve yorumlanabildiğidir. Selectronic şanzumanın pozitif ve negatif yanlarını maddelersek:
Negatif:
- Soğuk havalarda 1. vites dişlisine geçiş sorunları
- Rampa çıkışlarda düşük hızlarda vites düşürme problemleri. (Örneğin
2den 1e düştğünde debriyaj geçişi uzun sürdüğünden bir anlık durma ve
ardından güçlü bir torklanma ile patinaja düşme)
- Ani hızlanmalarda kick vites geçiş süresinin uzunluğu
- Manuel kullanımlarda yığılma ve yalpalanma
- Rampa kalkışlarında yarım debriyaj süresinin uzunluğu
- Yerli ve yabancı kaynaklara girmiş bazı önemli şanzuman sorunu
vakaları
- Süzülme modunda gereksiz vites düşürme ile hız kaybı yaşatması
Pozitif:
- Otoyol hızlarında konforlu ve lezzetli vites geçişleri
- Ekonomi modunun başarılı düşük devir uygulaması
- Yoğun trafikte diğer robotizelere göre daha az titreme yapması
- Vites yükseltmelerdeki kararlı yapı
- Manuel/ Otomatik geçişinin tüm hızlarda çok hızlı ve problemsiz
yapılabilmesi
- Sürüş stilini kısa süreli aralıklarla hesaplamasından ötürü ruh
halinize hızlıca uyum sağlayan devir /vites dilimlendirmeleri
Motor: Performans ve Tüketim
Fiat grubunun 2006 yılında piyasaya sürmüş olduğu 120 hp'lik 3 aşamalı püskürtme düşük partikül seviyesine sahip motoru kullanılıyor. Motor marka imajına uyması açısından ekstra titreşim sönümleme ve ses yalıtımına ve kaput altı ısı ve ses yalıtım katmanına sahip. Aracın ağırlığı ile yeterli seviyede başa çıkıyor. Alt devir ve düşük hızlarda sakinken 1700 devirle birlikte ani bir patlama yaparak bir anda 2500-3000 devir aralığına ilerliyor. Peugeot'nun 2014de revize ettiği 117 hplik 1.6 dizel ve Renault'un 1.6 130hp'lik dci'ına göre daha ağırkanlı ve sesli çalışıyor.
Motorun şanzuman ile en uyumlu çalıştığı vites ise 3. vites. 0-100 hızlanması 10.7sn ortalama fabrika verisi 4.6lt/100kmdir. İstanbul şartlarında 42.000 km karma kullanım ortalaması 6.2lt'dir. Ancak şehir dışı kullanımda sabit 90 km hız ile gidildiğinde fabrika verisi olan 3,9 lt/100km ortalamasının altına rahatlıkla inilebiliyor. 57 lt depo hacmine sahip araç ile dolu bagaj, 2 kişi ve sürekli açık tam otomatik klima ile İstanbul'dan Antalya Belek'e gidilmiş, orada 1 haftada 200 km üzeri şehiriçi kullanılmış; dönüş yolunda da Afyon Özdilek'te depo ışığı yanmadan yeniden yakıt alınmıştır. Yaklaşık 1490 km bu şekilde katedilmiştir. Bu seyahatin ortalama hızı 72 km/s; tüketim ortalaması 3,8 lt/100km olmuştur.
Aracın motor ses yalıtımı yeterli seviyede ancak premium segmentin altında. Hatta PSA grubunun C ve üstü segmentindeki araçlarından daha geride. Ancak aracın süspansiyon amortisör ikilisi mükemmel çalışıyor. Sert girilen virajlarda hafif önden bırakma söz konusu olabilirken arkadan da dikkat edilmesi gereken sinyaller alınıyor. Ancak araçta bulunan elektronik Tork geri beslemesi ESP ile çok uyumlu çalışarak hiç fark ettirmeden ve nazikçe konforlu bir tutuşa geçiş sağlıyor. Darbe emiş çok başarılı. Güvenlik ekipmanları konforu arttırıyor. Klima hem ısıtma hem soğutmada oldukça vasat kalıyor. Koltuk sertliği mükemmel derecede iyi ayarlanmış. Kullanılan araçtaki alcantara deri kombinasyonu şıklığı arttırıyor. Yine de bu sınıfta bir araçta Palio'da kullanılan göstergeler ve araç içi kontrol düğmelerini görmek istemezdik. Çoğu kullanıcı zemin rengi turuncu değil beyaz olduğundan bunu farketmeyecektir ancak malesef Fiat grubunun Fiorino'da bile kullandığı birçok iç parça söz konusu. Araçta bulunan SkyDome açılabilir cam tavan aracı bambaşka bir dünyanın içine sokuyor. Çok keyifli ve fresh bir ortam sağlayan skydome kışın bile kullanılabilecek bir aerodinamik bir başarıya sahip. Yalnız araç soğuk günlerde kullanılırken tavan açıldığığında özellikle bozuk zeminde tavandan çıtırdılar geliyor bu da keyifli kullanıma gölge düşürebiliyor. Direksiyon 2 kademeli elektirk desteğine sahip. City modunda direksiyon 30 km hızlara kadar pamuktan bile daha yumuşak bir hale geliyor. Pedallarında son derece yumuşak olduğunu varsayarsak bu araca alıştıktan bir süre sonra birçok araç size beton etkisi hissi verebilir. Bagaj ise C segmenti için yeterli olmakla birlikte derinlikten ötürü özellikle ağır yükü indirip bindirmede yorucu olabiliyor. Arka koltuklar şezlong özelliğinden dolayı blok halinde ileri geri kaydırılabiliyor. Bu da bagajı kompak sedan seviyesine kadar büyütebiliyor. Bagaj en küçük hacimde olacak şekilde arka koltuk konumu ayarlandığında ise, arka diz mesafe bacak bacak üstüne atacak kıvama geliyor. Aracın sürücü koltuğunda bel desteği olması ve arka koltuk bölgesinde havalandırma olması olumlu puan alırken, kol dayamanın kısa ve aşağıda kalmasından dolayı neredeyse hiç kullanılamaması eleştiri alıyor.
Yol Tutuş, Sürüş, Elektronikler:
Araçta bulunan elektronik sistemler şu şekilde
- ABS (Yardımcı Fren Sistemi)
- EBD (Elektronik fren güç dağılımı)
- ESP (Elektronik stabilite programı)
- ASR (Otomatik çekiş kontrol)
- MSR (Motor Frenlemesi Tork Kontrolü)
- HHL - Hill holder ( Yokuş kalkış desteği)
- HBA (Panik fren destek sistemi)
- TTC (Tork tansfer kontrolü)
- LTF (Doğrusallaştırıcı tork geri beslemesi)
- SRS – Sürücü, yolcu, ön, yan, tavan, perde hava Yastıkları
Araç düz gidiş anlamında oldukça başarılı
Türkiye yol şartlarının malum durumuna rağmen uzun süreli kullanımda düz
gidişte hiç bir problem yaşanmadı. Özellikle otoyol kullanımında orta hızlarda
oldukça lezzetli bir sürüşü var. En büyük sorun 90 km seviyelerinde başlayan
tekerlek uğultusunun segment ortalamasından kötü olması.
Satın Alma ve Sonrası:
Satın Alma ve Sonrası:
Araç C segmentinde premium sınıfa göz
kırpsa da fiyatlama olarak oldukça uygun fiyatlarda tek donanım ve paketlerle
satılıyor. Aracın mevcutta 1.4 120 hp benzin 1.6 120hp dizel versiyonları ve
manuel/selectronic versiyon şanzıman seçenekleri mevcut. Bizim önerimiz
piyasada çok az bulunan 1.9 biturbo dizel 195hp versiyonlarını bulabiliyor iseniz
onlara değilse ikinci el değerinden ötürü 1.6 dizel otomatik versiyonlara
yönelmenizdir. Bakım ücretleri premium segment sınırlarını bile zorlamakta. Öte
yandan Lancia'nın yavaş yavaş Türkiye pazarından çıkacağına yönelik
söylentileri de göz önüne almak gerekebilir.
Ben araca kendi sınıf ve segmenti
içerisinde 10 üzerinden 7 puan veriyorum. Aslında sınıfın lideri A3 ü hedef
alsa da Golf'ün bile gerisinde kalırken fiyat PSA/ Renault/ Opel seviyelerine
kadar iniyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)