24 Kasım 2016 Perşembe

Opel Astra 1.6 CDTI



Türkiye yollarının efsane araçlarından Kadett ; Kadett sonrası beşinci nesli olan Astra K versiyonu ile yollara 11. nesil olarak çıktı. Bakalım sonuç ne olmuş? 

KONFOR
Tüm hafifletilmiş araçlarda olduğu gibi Astra'nın yeni versiyonunda da içi boşmuş hissi var. Eski ağır oturaklı tok araçlar yavaş yavaş piyasadan yok olup gidecek gibi görünüyor. 



Bir önceki nesil olan Astra J'den 5 cm kısa 200 kilo hafif olan araç içeride ise 3,5 cm daha fazla diz mesafesi,2cm fazla baş mesafesi, 25 litre daha büyük bagaj sunuyor. Hafifliğin temelinde ise bilinenin aksine en büyük pay şaside değil kaporta materyalinde. Öte yandan aracın rüzgar direnci 0,30 seviyesine inerek sınıfının en düşük değerine ulaşmış. Ardından şasi ve süspansiyon mekanizmasında da toplam 50 kilogramlık tasarruf yapılmış. Yeni sınıf standartlarındaki boyutlara uygun bir görünüme ulaşmış durumda. 



Bir önceki nesilde olan ön göğüsdeki tuş kalabalığı temizlenmiş ve daha ergonomik hale gelmiş. Bir çok şey dokunmatik ekrana aktarılmış. Mühendisler yeni aracı tasarlarken 3 öğeyi göz önünde tutmuşlar: etkililik, bağlanabilirlik, dinamiklik. Ayrıca değer koruma konusunda da çok ciddi çalışmalar yapılmış ve Opel mühendislerine göre 3 yıl 90.000 km kullanımdan sonra, bir önceki neslinden ortalama %6 daha az değer kaybedeceğini öngörmüşler. Özellikle trim ekipmanı olarak söylenebilecek her türlü materyalin malzeme işçilik ve montaj tasarımı kalitesi premium segment seviyesine çıkarıldığı iddia ediliyor. Tabiki premium rakibinden (örn Mercedes A serisi) 5000 euro daha ucuza.


Aracın süspansiyonları Opel'in klasik tok ve konforlu süspansiyon hissini veriyor. Ancak eski kasadaki arka tarafın dolgun hissi bu araçta torsiyonla biraz törpülenmiş durumda. Torsiyonun bir dezavantajı da incelen ve hafifleyen malzemelerden dolayı arka tekerlek uğultusunun artmış olması. Aracın yalıtım seviyesi genel olarak ortalamada ancak bir tık daha iyi olsaymış harika olurmuş diyebilirim. 

Yeni Teknolojiler

16 led içeren IntelliLux aydınlatma sistemi sınıfında bir ilk olarak değerlendiriliyor. Bu farlar hız, direksiyon açısı, araçtaki yük seviyesi, öndeki veya karşıdan gelen aracın konumunu hesaba katarak sürekli adapte oluyor ve en iyi aydınlatmayı sağlıyor. Genel kullanıma bakıldığında düz yolda dev bir fark görmüyorsunuz ancak viraj ve uzun kısa geçiş anlarında sürekli farklı yerleri aydınlattığını görebiliyorsunuz.

AGR ergonomi sertifikalı koltuklar ön tarafta 18 yönlü ısıtma soğutma ve masaj fonksiyonuna sahipken arka koltuklarda da ergonominin yanında ısıtma fonksiyonu eklenmiş.i

Eğlence oyuncaklarına geçersek en başta intellilink sisteminden bahsetmek gerek. Tasarım ödülü alan bu sistem hem apple carplay hem android auto destekliyor.

Hız sabitleyici ayarlanan araç takip mesafesine dikkat ederek arayı sabit tutuyor. Hatta üst donanımda trafik işareti okuma ve navigasyon verileri ile aracın hızı konusunda pasif öneride bulunabiliyor.

Performans

Aracın 1 lt 105 hp, 1.4lt 150 hp, 1.6lt 120hp olmak üzere 3 benzinli ve 1.6lt 136hp dizel olarak 4 motor çeşidi ilk planda ülkemize getiriliyor. İlerleyen dönemde 1.6 lt 200hp benzinli ve 1.6lt 162 hp biturbo dizel motorun gelme ihtimali de bulunuyor.

Test ettiğimiz 1.6 lt 136 hp MDE1.6 kodlu motor artık hemen hemen tüm Opel modellerinde kullanılıyor. 2013den beri kullanılan bu motor fabrika verisi 95 ve 105 hp versiyonu da satışa sunulabilecek olan motorun 136 hp versiyonu 320nm tork, 3,4 lt ortalama yakıt ve 90gram co2 emisyonu sunuyor. Motor aslına bakılırsa söylendiği kadar sessiz ve titreşimsiz değil. Mazda 1.5 skyaktiv ve PSA 1.6 BlueHDI motorlar bu konuda daha iyiler.Öte yandan emsal olması açısında Golf7  TDI DSG ile 5,8 lt ortalama yaptığımız güzergahta Astra 1.6 lt 136 le 6,2 lt ortalama veri elde ettik. 0-100 verisinde de 120hp PSA motordan ve TDI motordan daha yavaş kalan aracı detayda incelediğinizde vasat şanzuman ve esnekliği düşük şasinin kurbanı oluyor denebilir.

Yeni şanzuman sanat eseri denecek ayarda değil. Eski bir teknolojinin biraz makyajlanmış hali gibi. Hala DSGye oldukça uzaktalar. 

Öte yandan aslında Opel bu araçta easytronic 3.0, tam otomatik 6 ileri, manuel 5 ileri ve manuel 6 ileri olmak üzere 4 ayrı şanzuman seçeneği ile kullanıcısına açık bir liste bırakıyor.

Yol tutuşa bakarsak sınıfın en iyisi değil ancak az farkla da olsa Golf ve Focus'dan sonra üçüncüsü diyebilirim. Özellikle arka tarafta dağınık olmaması ile bu noktayı kazanıyor.

Sonuç

Araç güzel ve harika oyuncaklarla dolu. Fiyat donanım seviyesi dengeli ayarlanmış. Ayrıca gerçekten de uzun dönem değer kaybı Golften sonra en az olacak 2. araç olacak gibi duruyor. Motor iyi şasi ve şanzuman vasat. Kısaca bu sınıfta başardıkları ile değil donanım zenginliği ile tercih edilebilecek bir makina. Alacaklara şimdiden selamlar sevgiler.


19 Kasım 2016 Cumartesi

BMW 328i 245 hp

Merhaba Los Angeles




Amerika'ya gidip de Amerikan otomobil sanayisinin son durumunu görmemek doğru olmaz dedik. Onun için dev gibi bir chrysler bir de Lincoln kiraladık. Ancak ilk gün Avis araç olmadığı için bizi BMW ye upgrade etti. Biz de daha önce 6 ay kadar kullandığım bu aracın yeni versiyonunu kullanmış olduk. Kullanınca kısaca aracı yazalım değişim var mı okurlara iletelim dedik.


Tasarım ve Konfor

Aracın tasarımı klasik multiergonomik BMW anlatacak yeni birşey yok. Ben 1.88'im ve en rahat modda arkama bir tane 1.88'lik adam oturabiliyor. Bagaj 4-5 tane büyük boy  valizi rahatlıkla alıyor. Deri kalitesi iyi ancak bir Mercedes hissi ve 10 yıl kırışıksızlık garantisi vermiyor. Öte yandan süspansiyon konforu mükemmel. Oldukça sert ve tok ama aynı zamanda konforlu.

Araçla ilgil tek sorun daha 6000 kmde olan ve amerikanın kaymak kıvamında yollarında kullanılmış bir araçta nasıl olur da gıcırtı geliyor oldu. Bunu da yeni de olsa kiralık olmasına veriyoruz.

Kilit Nokta: Performans ..

2 litre 4 silindir 8 ileri ZF şanzıman. Kağıt üzerinde 245 dyno'da 278 hp güç, arkadan itiş.

Performans yeterli. Afedersinz, çılgın demek lazım. 4 silindirli düşük hacim bir araçla 12 silindirli Amerikan Muscle araçlara kafa tutulurmu demeyin. Ne Viperlar gördüm Ne Camarolar gördüm kısa mesafe spritnler deli olan aptallaşan. San Diego ve Sahil arasındaki Highway'de sıkı hız denetimine rağmen çok ciddi eğlenceli bir yolculuk yapabildik.




Bir taksici ile hamburgercide konuşurken 0-100ünün 6 saniye olmasına acaip tepkiler aldım. 2 litre motorla mümkün olmadığını düşünüyordu.

Yurdumun "1.4 TSI koca Passat'ı çeker mi abi" uzmanlarını hatırlamadım değil.

Ne yaktı? Los Angeles merkezi -Koreatown arası 60 km hızın altında orta yoğunlukta trafik ve 250 kmlik Los Angeles - Holywood Tepeleri - Santa Monica - Malibu - Los Angeles gezisi dahil 400 km sonunda yol bilgisayarı şöyle idi: 

Kısaca Türkiye'deki hesaplama ile ortalamada 8,2 litre yaktık diyebiliriz.Bence mükemmel bir sonuç ancak özellikle 130 km'lik dönüş yolunda 90 ile sabit gelmenin de etkisi yok değil .



Şanzumana gelirsek muhteşem bir mekanizma olduğunu herkes her fırsatta söylüyor. Ekleyeceğim tek şey 8 den 4e düşüşündeki kasılma ve ardından gelen bomba patlamışcasına itme kuvvetini anlatmaya kelimeler yetmez.

Ses derseniz işte onu çok beklemeyin derim..

Sonuç:

Rahatlıkla İstanbul şartlarına ev iş arabası olarak kullanılır. Yoğun trafikli günlerde bile 10-11 lt civarını geçmeyecektir. Bu da bu güçte bir araç için yok denecek kadar az diyebiliriz. Hele ki 80 hp 1.4 motorlu 2016 model Japon arabalarının 10-12 yaktığı bir dünyada gayet iyi. Tercihin A4 mü C250mi olur derseniz kalite algısı dışında kesinlikle her açıdan BMW derim.


18 Kasım 2016 Cuma

Peugeot 3008 1.6 BlueHDI GT Line


Peugeot orta sınıf SUV segmentine girişi çok sert ve iddialı yaptı. Giriş diyorum çünkü bir önceki nesil 3008 SUVden çok hormonlu hatchback formundaydı. Bu hali ile QQ, Tiguan ve CRV ile sıkı rekabete girebilecek noktaya geldi.





Tasarım 
Aracın tasarımına bakarsak, oldukça popülist çizgileri görmek çok kolay. Dik bir ızgara yerden yüksekliği abartı gösteren kaslı çamurluklar, led ön arka farlar, daralan ve yükselen omuz çizgisi. Ahh Vicoria Beckham ne yaptın sen bu segmente böyle, iyiki de yaptın.





Aracın boyu çok olmasa da dingil mesafesi uzamış, genişliği artmış, yüksekliği azalmış. Bu da 3008i daha yola hakim içi de daha geniş bir araç haline getirmiş. Karşıdan ve çaprazdan bakınca yolu pençelemiş gibi duruyor. Diz mesafesi 4 cm artarken bagaj hacmi de 100 litre artmış. 

Icockpit konusu özellikle bahsedilmesi gereken br konu. En başta kadranın yukarı konumlanmasından dolayı direksiyon altıgen formlu asimetrik dönüşlü bir şekile ulaşmış. Alışmak baya zaman alıyor. Kadranlar tamamen dijital :


Allure ve gt line donanımda tamamen seçimli animasyonlarla geliyor.  Bir önceki nesil 3008deki uçak düğmeleri korunmuş hatta gelişmiş. Kokpit inanılmaz elip duruyor.Öte yandan kemer yuvalarındaki ve kapı içi gözlerdeki kadife kaplama Peugeo'un bu sefer ne kadar derinden ve sıkı çalıştığını gösteriyor. 


Göğüsden başlayıp B sütunu ön kapı birleşim noktasına kadar giden kalın dokumalı gri döşeme kumaşı oldukça elit hissettiriyor.  Kapı içlerindeki tasarım çizgisi birleşim yerlerinde ayak koyma yerlerine sunroof kenarından vites bölmesi ve bardaklık içlerine kadar her yerde renk değişebilen ambiyans aydınlatmaları bulunuyor.





Konfor

Peugeot araçlarının genel özelliği olan iyi yalıtım başarısı 3008de de devam ediyor. Aracın dizel motoru 308 den daha sesli çalışıyor ancak çok rahatsız edici değiller. Yol sesi yalıtımı olarak da yine standart bir peugeot kalitesinde ve segmentin en iyisi olmaya aday. Artan malzeme kalitesi ve materyal skalası aracın değerini arttırıyor.  Bir de hem diz mesafesi hem de bagaj hacmi dev artışlara sahip olduğundan rahatına düşkünlerin seçimi olabilir




Aracın 3 donanım paketi bir de özel paket olan GTLine paketi mevcut. Test aracının donanım listesinde Yorgunluk tespit sistemi (Dikkatsizlik algılama) - Adaptif cruise control ve otomatik fren sistemi -  Aktif şerit takip sistemi -  Güvenli takip mesafesi uyarısı -  S Aktif kör nokta uyarı sistemi - Aktif hız levhası tanıma sistemi - akıllı far sistemi (Aktif uzun far) - Aktif güvenlik freni - Aktif tam durdurma güvenlik freni gibi son derece gelişmiş teknolojiler bulunuyor. 


Performans
120 hp güç üreten motor aslında kendi içerisinde bir başarı hikayesi ve bir modern zaman efsanesi. En büyük rakipleri Tiguan'ın motorundan daha güçlü daha az yakıyor ve daha az emisyonu var. Ki bu konuda VW markasının skandalları da ortada. QQ nin motorundan kağıt üzerinde zayıf ama 0-100 değeri, tüketim ve emisyon değerleri daha iyi. Opel'in 1.6 136 motorundan daha sessiz daha titreşimsiz ve daha dengeli. Kısacası motor 1.6 dizel klasmanında tüm rakiplerinden 1 boy ilerde. 

Şanzuman Peugeot'un Japon Aisin  markasıyla ortak geliştirdiği özellikle kicklerde rakipsiz olan sarsıntısız kayıpsız 6 ileri tam otomatik teknolojisine sahip. Bu şanzumanı her kullandığımda mutlaka memnun kalıyor ve eksik bir noktasını göremiyorum.

Araç yeni emp2 platformu kullanıyor ve bu nedenle ağırlığı oldukça düşmüş durumda. Tiguan'dan 190, QQdan 200 kilo daha hafif. Platformun hafifliği araca çeviklik katarken aynı zamanda gevşek ve yumuşak tutulan ayarlardan ötürü biraz yumuşak ve sallantılı. Bu şasinin bozuk yollardaki arkadan bırakma huyu bu araçta da devam ediyor. Bu sorunu şasinin ilk kullanıldığı 308de tespit etmiştik. Bu araçta da var ancak 308den biraz daha az var. 

Sonuç :




Daha az yakıyor, daha modern bir tasarıma sahip, daha hafif, daha geniş, daha fazla bagaj alanı var, daha fazla teknolojisi var ve fiyat olarak da sınıf ortalamasında. Peugeot markasına antipatiniz yoksa, geniş hacim ihtiyacınız varsa, havalı olsun çok teknolojik olsun diyorsanız alın. Ama unutmayın bunların yanında sıkılıkla alakası olmayan bir araç, yumuşak şasi süspansiyon direksiyon ayarları, çamura belki ama kayalık araziye asla sokamayacağınız bir aracınız olacak.

15 Kasım 2016 Salı

Peugeot 308 1.2 Puretech 130 hp EAT6

Tasarım




Kısaca bu tasarıma sadelik ve minimalizmin yüksek donanımla buluşması diyebiliriz. Dışarıdan bakıldığında bence en büyük eleştiri fazla Alman duruyor olması diyebiliriz. Genelde Fransız araçları fonksiyonelizmden önce gelen eksantrik tasarımlara sahip olurdu , bu araç tam aksi. Hemen hemen herşey fonksiyonelliğe ve tok bir kompaktlığa uygun tasarlanmış. 

Aracın bence en büyük özelliği 420 litrelik bagaj hacmi. Bu hacim 3-4 yıl öncesinin kompakt sedan araçları seviyelerine ulaşmış durumda. Rahatlıkla 4 tane orta boy valiz sığdırabilirsiniz. Peki nasıl oluyor da araç bir önceki kasadan kısa iken bagaj rekor seviyelere ulaşıyor?  2 Cevabı var. Birincisi EMP2 platformu sayesinde motoru biraz daha öne alabiliyor olmanın avantajı iyi kullanılmış.  İkinci olarak da maalesef arka diz mesafesinden 1-2 santim yenmiş.. 2 Kişilik aileler yada tek çocuklu aileler için oldukça yeterli boyutlara sahip. Ancak 4 - 5 yetişkin için özellikle arka taraf oldukça dar kalacaktır.

Kalite

Çağ atlamış demek az bile kalır. Peugeot sevenlere ve mahdumlarına bir iyi haberle başlayalım: Bir kere kronik sinyal kolu bozulması ya da cam açma tuşları bozulma sorunu gibi bir şey yok. Hatta tuşlar o kadar tok ve sağlam bir his veriyor ki sonsuza kadar bozulmayacak algısı oluşuyor. 



Ön konsolda kullanılan yumuşak plastik değil bildiğin yaylı yatak; parmağınızı az bir şey bastırın , sonra daha da güçlü bastırın, daha daha daha.. Parmağınız ilk boğuma kadar gömülüyor. Bu bölümün tıkırtı gıcırtı yapması mümkün değil, hatta imkansız.

Gelelim kötü haberlere... 

Şöför koltuğundaysanız ve boyunuz 185 üstü ise dizler kapı içine değebiliyor. Ancak mesela bir viraja limitte girdiniz. Bu durumda vücudunuz dizin değdiği yerden kapıya baskı yapmaya başlıyor ve gıcırtı oluşuyor. Bir de özellikle ön kapıların plastik aksamı kapının bombesine tam oturmadığından zaten güçsüz olan ses sisteminin daha da vuruntulu çalışmasına neden oluyor. Bir başka kötü nokta arka koltuk yolcu kemerlerinin tokasının koltukların içinden çıkması yetmiyor bir de aşırı sert ve tam kıçınıza kaçacak bir açıda duruyor olması.
Son olarak da bagaj kapısının açılıp kapanma sertliğini ayarlamak gerçekten çok zor ,ya çok gevşek ya da çok ağır kalıyor.


Konfor




Peugeot marka araçların genellikle elinin en güçlü olduğu yer gürültüdür. Daha doğrusu sessizliktir. Aracın motoru ister soğukken ister sıcakken ne aşırı gürültü çıkarıyor ne de konfora negatif etkide bulunuyor. Bunda ne var dememek lazım. Çünkü 1198 cc bir motorunuz ve 3 silindiri varsa ve kibrit kutusundan hallice bir motorsa bu 130 hp çıkartmak için yırtınmak gerekebilir. Böyle olmamış. Oldukça sessiz gürültüsüz ve dengeli titreşime sahip bir motor, harika yol sesi yalıtımı ve EMP2 platformunun takdire değer gürültü yaymama yeteneği bulunuyor. Öte yandan sportiflik severler için söylemeden geçmeyelim 4000 devir üstünde güzel bir ses geliyor. V6 dizellere benzeyen bir ses bu.

Araçta Allure donanımı seçerseniz elde edeceğiniz donanımı buraya sığdırmamız mümkün olmayabilir. Şaşırtıcı olan hemen hemen tüm donanımların doğru sorunsuz ve hatasız çalışıyor olması. Bir Fransız araç için oldukça iyi bir senaryo. Süspansiyon konforu iyi ve tok ancak klasik Peugeot arka süspansiyon gürültü sorunu evrim geçirerek biraz da olsa düzelerek halen yerinde duruyor. Güm güm güm!! 




Direksiyon sertlik ayarı mükemmele yakın. Progresif direksiyon ve adaptif sertlik başarılı. Sorun da var: yüksek hızlarda tepki süresinin yumuşaması ve yoldaki titreşimleri direksiyonda hissedememek hoş değil.



Müzik sistemi berbat değil ama güçsüzlük ve akustik konforun kötü olması aracın iddiasının altında kalıyor. Bağlantılanabilirlik başarılı. 

Aracın en güzel ama geliştirilebilir özelliklerinden biri de Radarlı hız kontrol. Türkiye gibi agresiflerle dolu, takip mesafesini hiç duymamış, her an herşeyin olabileceği bir ülkede otonom sürüş , oto pilot vs çok tehlikeli olabiliyor. Ancak avrupada bu sistem mükemmel kullanılabiliyordur. Lakin gece 2-3 gibi uzun yolda kullandığım sistemle yaklaşık 3 saat hiç fren ve gaza basmadan ilerleyebldim (istanbul, osmangazi köprüsü, balıkesir arasında)

Performans

Evet geldim zurnanın puretech dediği yere. Direk yazıyorum. Her benzinlinin tadacağı üzere istanbul şehir içinde ortalama 7 litre ile gezebiliyorsunuz. 90 ile sabit giderseniz ise bir mucize gerçekleşiyor gökten bir ışık hüzmesi iniyor gözlerde bir damla yaş ve 3,9 lt ortalama yapıyorsunuz. Hatta 90da eğimsiz yolda 2,9 anlık tüketim görüyorsunuz. Hadi oradan diyenlere aşağıdaki anlık tüketim, ortalama tüketim, 3 çeyrek benzinle 800 km gidilebilir gibi ekran görüntülerini paylaşıyorum.







Peki 4.18i ile birlikte otobanda 150li hızlarda sağlı sollu eğlenelim derseniz ne oluyor? O zaman 9,8 ortalamaya fırlayaveriyorunuz. Haa bu arada 308 ile aynı 0-100e (!) sahip BMW o anda ne yakıyor derseniz 16 Bursadan 17 Çanakkaleye geçit yapıyor deriz.


Maksimum hızı 205 gören, 0-100ü piyasadaki atmosferik motorların hepsinde 2,5 saniye hızlı olan bir araç için "1.2 motor çekiyor mu?" diye soracaksanız sizi bu blogdan moda kombin bloglarına yolcu edelim deriz.

Araçla ilgili söyleyebileceğim en ciddi ve en kötü durum ise arka taraftaki balans sorunu. Arka taraf (özellikle virajlarda ve hangi hızda olursanız olun ) yolda 2cmden büyük bir tümsek/ çukura giriyorsa işte o anda araç tamamen yerin dibine giriyor gözünüzde. Çünkü arka taraf tamamen yola tutunmayı bırakıyor ve geri tutunmaya başladığında ise daha da kötü şekilde aracın vektörüne aykırı bir yöne doğru tutunma sağlıyor. Bu durumda önce arka tarafın hem dikey hem de yanal yalpalamasını hissediyorsunuz ardından da denge gidiyor geliyor. Ve bu durum 308 in kullandığın her versiyonunda (dizel, benzinli, otomatik, eat6, etg6 vs) olması baki bir sorun. Korkunç senaryo başa çıkmayı bilmeyen birinin 150 üstü hızlarda bununla yüzleşmesi. Allah rahmet eylesin. Fatiha. 

Şanzuman

Direk söylüyorum DSG mi daha iyi bu mu sorusunu sorabilirsiniz. Kick 'lerde, ani hızlanmalarda vites düşüşünde net bir şekilde DSG den iyi. Sıradan vites geçişleri ve tüm vites yükseltmelerde ise DSG den kötü. Ama işte buraya dikkat: Tüm şanzuman tipleri içinde BMW ZF8 , VAG DSG7 den sonra direk 3. sırayı alır. Ve bunu piyasaya çıktığı ilk modelde yapıyor. Muhtemel durum 2. veya 3. nesil EAT6 lar DSGyi de geçecektir.



Sonuç

Arka taraftaki tutunma sorunu çözülürse 308in bu motor şanzuman ikilisi dizel kadar az yakan ve 10bin TL ucuz olan versiyonu olarak koşa koşa alınır. Muhteşem full led farlarda yanında bonusu olur. Satışta da biraz değer kaybı olacaktır. Ancak en önemli gelişmelerden biri araç diriliğini eski Peugeotlar gibi 2 senede kaybetmiyor.

28 Mart 2016 Pazartesi

Teknik Detay: VW 1.4 TSI ACT Motor





Peki ne kazandırıyor? Yaklaşık 0,5 lt ortalamada kazandırıyor. Hesap edersek 10.000 kmde 50 litre, ve bir aracın bir kullanıcısı için ömrü olan 50.000 kmde ise 250 litre benzin tasarrufu yapıyor. Bu da demek oluyor ki bugünkü rakamlarla 1100 tl kazanç sağlıyor. Peki 140hp act ve  actsiz motorların ortalama satın alım tutarları arasındaki 8000 tl farkı hesaba katarsak? 7000 tl zarardasınız..

Peki konfor? Araç standart 4 silindirli 1.4 tsi 140hp ile aynı yalıtım, ses, titreşim ve ideal ısıya ulaşma mesafesi değerlerine sahip, tek fark 3 kg daha ağır olması. Ama asıl fark CO2 emisyonundaki %9 düşüş. Bu da Vwnin müşteriye değil kendine kazandırdığı bir durum. Şöyleki AB  her markaya 2020ye kadar araç filosunun ortalama emisyon rakamı üzerinden ek vergilendirme getirecek. Bunun için de bu sistem yakıt tüketiminde mucizevi bir sonuç çıkarmasada VW için avantaj yaratıyor.

Detay 

Aktif Silindir Yönetimi (ACT) 1250-4000 devir arasında ve 25-100 nm arası tork ihtiyacı olan gaz kelebeği açılarında devreye giriyor. Volkswagen’in yaptığı araştırmaya göre Avrupa’daki günlük sürüşün %70i 25-100nm tork ile geçiyor.

Sistemin çalışma mekanizmasına bakacak olursak, öncelikle yanma odaları hava ile dolar, sıkıştırılmış temiz hava silindir basıncının mimnimal noktaya gelip enerji tüketimini düşük noktaya getirir. Akabinde 2. Ve 3. silindirin emme ve egzoz sübapları sistem tarafından piminden çıkarak mekanizma bağlantısı kapatılır. Bu sırada motor ateşlemesi her krank dönüşünde bir kere gerçekleşir. Tam bu anın sonunda deaktive olan silindirler krak tarafından ittirilir. Bu arada 1 ve 4 nolu silindirlerin etkinliği 4 silindir kipindeki etkinlikte ortalama %12 daha etkin hale gelirler. Bunun nedeni krank kaymasıyla oluşan çalışma yüksekliği artışıdır. Bir nevi motor 4 silindir 1600 cc’den, 2 silindir 800 cc’ye düşer hemen akabinde 2 silindir 950cc moduna geçer vee tork gerektiğinde ters kayma ile tekrar 4 silindir 1600cc moduna geri döner.




Hem emme hem egzoz subapları üzerinde 2 değişken gömlek kolu bulunan  karmaşık aktüatör grubu valfleri kapatır. Bunlar 2 ve 3. silindirdeki 8 adet avlfden sorumludurlar.

Her bir subap parçasının ucunda, biri geleneksel biri sıfır kaymalı 2 çeşit subap hemen bitiminde bulunur. Geleneksel olan döner subap parçalarını  dönüşlerde 4 subabı tahriklerken, sıfır kaymalı olansa subap başlarının üzerinden çevrilerek tahrikleme yapmaksızın valfleri kapalı tutar. Bu arada motor aynı anda yakıt akışını durdurur.

Spiral delikli döner subap parçalarının dış yüzeyinde baskılanmış durumdadır. Döngünün sonunda ise subap parçaları yarı yüklü rulman bilyalarının üzerine sabitlenir. Sürücü daha yüksek açıyla gaza bastığı bu son anda silindir 2 ve 3 geri devreye girmiş olur. Tüm bu devrey girme ve çıkmalar bir kam mili döngüsünün yarısında oluşur ki yaklaşık 13-36 milisaniye zaman alıyor. Yani bir arının kanat çırpışına eşdeğer. Tabi süreç içerisinde yanma ve gaz kelebeği elektronik noktrolleri süreci daha pürüzsüz ve sürekli kontrol altında tutarak çalışır hale getirir.




24 Mart 2016 Perşembe

Renault Talisman Test Sürüşü




Renault sayıdeğer Laguna’dan sonraki berbat D segmenti deneyimi olan Latitude’u unutturmak, sevenleriyle bembeyaz bir sayfa açmak adına elinden geleni fazlasıyla yapmış bu sefer. Samsung’dan bozma değil safkan Renault olan bir araç tasarlayıp üretmiş. Olağanüstü pürüzsüzlük ve elegant çizgiler felsefesi ile adı konan proje; konforlu bir kabini, eşsiz diz mesaflerini ve hangar gibi bir bagajı hedef almış. Bu yaparken dev bir dokunmatik ekran, segmentin ilk olacak teknolojik gelişmeler ve gösterişli eğlence, kişiselleştirmeleri de sos olarak eklemiş. Şöyle diyebiliriz Passat aynı gelişimi gösterse idi muhtemelen şu anda A6/ BMW 5 rakibi olup olmadığını tartışıyorduk. Bu cümleyi unutmayın yazının sonunda hatırlayacağız.



4.85 x 1.87 ölçüleriyle dev boyutlarda bir araçtan bahsediyoruz. Boyutları ile birlikte önde ve arkadaki dev ledler, öndeki dev krom çıtalar aracı dev boyutlarda hissettiriyor. Aynı sürüşündeki gibi. Dışarıdaki farklı tasarımla birlikte içerisi bir o kadarda sade kaliteli ve aşina duruyor. Dışardan dikkat çekici görünürken, içeridense sükünetle dolu bir yolculuk hissi veriyor. Özellikle arkadaki 262 mm diz mesafesi sınıfında (Superb dahil) en büyük ölçüye sahip olmasını sağlamış ama malesef kağıt üzerinde.. Bagajın 608 litre hacmi yanında da kabin içerisinde de irili ufaklı gözler bulunuyor.


Motor Performans Ekonomi : Detaylar


150 ve 200 hp gücünde 2 benzinli motorlar 6 ileri manuel ve 7 ileri çift kavrama EDC ile alınabilecek. 110, 130,160 hp güçlerinde 1.5 ve 1.6 dizel mototlar ise 6 ileri manuel ve 6 ileri çift kavrama EDC ile alınabiliyor. Bizim kullandığımız 130hp EDC ortalama bir performans ve ortalama bir ivmelenmeye sahip. İşin garip olan yanı 130 ile 160 arasında teknoloji farkı olmasına rağmen 0-100 ve ara hızlanma anlamında 0,3- 0,2 sn gibi oldukça düşük farklar var.
Madalyonun diğer tarafında VW ve Peugeot’un 120hp motorlarla elde ettiği hızlanma ara hızlanma ve maksimum hız değerlerinin çok ötesine geçemeyen 130 ve 160 hp motorlar kağıt üzerindeki kadar parlak hisler vermiyor. Olayın daha da karışması için yakıt tüketiminde 508'in çok net daha iyi olduğunu belirteyim.

Biz 130hp lik motorlar trafik yoğunluklu bir parkurda 6,9 lt ortalama değer elde ettik. Belki bu alanda yalıtıma da yansıyan düşük rüzgar direncinin verdiği temiz hissiyatın altını çizebiliriz. 

Yol Tutuş, Gidiş, Hisler:





CMF Platformu tam bir Renault. Düşük hızlarda sert yüksek hızlarda dağınık. 4 controlün avantajını şehiriçinden çok park anında yani direksiyonun maksimum çevirildiği anlarda biraz olsun hissediyorsunuz. Ancak hızlı virajlarda mucizevi bir yol tutuş beklerken ağır ve uzun bir araba kullanma hissiyatı ile karşılaşıyorsunuz. Segmentin düşük hisli bir aracı diyebiliriz. Hatta hissizlik konusunda çok eleştirdiğim Insıgnia bu aracın yanında spor kalıyor.


Kalite, Konfor, Donanım


Aracın kapısını açınca koltuklar otomatik olarak 5 cm geriye kayıyor ve oturduktan sonra hafızadaki yere geri dönüyor. 6 kullanıcı hafızası bulunuyor ve 10 ayrı pozisyonda ayarlanabiliyor. Koltuklar ısıtmalı, havalandırmalı ve masajlı. Masaj modu aracı comfort mouna alınca otomatik çalışıyor. Renault mühendilseri aracın koltuk kalite ve ergonomisini azaltmadan koltuk arkası ve kaplamalarını 3 cm inceltmişler. Bu da sınıfın en uzun arka diz mesafesini getirmiş. Araç iç mekanda Life, Zen,Business,Intens, Inıtıale Paris (Yalnızca 165 hp Dci GT line için) isimli beş farklı tasarım ve donanım paketi sunuyor. Ayrıca kafalık boşluklarında rahatlatıcı şekillendirme yapılmış.


Bose ses sistemi 2 subwoofer ve 11 hoparlör ile konser salonu akustiğini ayağınıza ve kaba etinize taşıyor: Lakin ses o kadar güçlü titreşiyorki koltuklarda kaba etinize kadar aktarılıyor. Tabi bu konforu arttıran bir detay ise aracın tüm camları içerisden akustik kaplama ile kaplanmış olması.

8.7 inch ekranın çözünürlüğü harikaya yakın, dokunma hissi orta düzey ancak menüler ve ergonomi çok düşük. Renault iyi bir ekran koyup işi bitiririm diye düşünmüş ama kullanıcı debeyimi ve ergonomi kavramına sanırım makyajlı veya bir sonraki versiyonda bütçe ayıracaklar, o zamana kadar ekranı kullanırken kanser olmazsak tabi.

Araçta bulunan sürüş modu seçim ile motor yazılımında tepiselliğin değişimi, Şansımzanın tepkileri, Direksiyon tur sayısı, Aktif darbe sönümleme sistemi sertliği, 4Control sisteminin ayarlarını değiştirebiliyorsunuz. Bu arada sürüş modları ile ambiyasn da değişiyor. Ambiyans değişimi ile iç aydınlatmaların renkleri, ekranın arka plan desen ve rengi, motor sesi, koltuk masaj ve havalandırma sistemi, klima performansı değişiyor. Bu ayarları ekran içi menülerle yapabileceğiniz gib mode seçici tuşu ile de hızlıca yapabiliyorsunuz.

Araçta dev bagajın yanısıra 8 litrelik torpido, 4.6 litrelik ön kapı içi alanlar, bardaklıklar, arka yolcu telefonluklarını sayınca 25 litre ekstra alana sahip bir yükleme fırsatı doğuyor.

Bu araçta Renault tarafından özellikle odaklanılan bir diğer konu ise boya ve metal işçiliği. Bir zamanlar Audi 80’in 20 yıl boya garantisi vermesi gibi Renault’Da kalite algısı yaratmak için doğru yerden başlamış. Öte yandan araç parlaklığını daha uzun süre korusun diye aracın boyama sürecinee saunalama ve peeling isimli 2 yeni adım eklemiş.  Öte yandan boya ve vernik iyi yapışsın diye 55.000 devirle dönen motora sahip özel bir pompa ile 90.000 volt statik elektirk yükü ile statik boya yapılmış. Böylece daha küçük boya ve lake partikülleri daha sıkı yapışarak pürüzsüz ve daha dayanıklı olmuş.


4Motion: Hissedebilenlerdenmiyim ya siz?

Elektronik sönümleme kontrolü ile etkileşimli çalışan 4control aracın arka tekerleklerini belli bir hızın altında ön tekerleklerinin tersine, yüksek hızlarda ise ön tekerleklerde ise aynı yönde döndürüyor. Bunu yaparken özellikle ESP ve elektronik sönümleme ile çok iyi bir ekileşimle çalışıyor ve aracın şirazesinin de değiştiğini hissedebiliyorsunuz. Ancak bu sistem mucizevi farklar yaratmıyor. Belki 150-160 km ve üzeri hızlarda sert şerit değiştirme hareketlerinde daha iyi hissedebilirdik ama trafşkten pek imkanımız olmadı.


Sonuç: Satın Alma, Değer Kaybı, Rakipler:


Yazının başında “Passat aynı gelişimi gösterse idi muhtemelen şu anda A6/ BMW 5 rakibi olup olmadığını tartışıyorduk.” demiştik. Renault için büyük çok büyük bir adım olmuş. Hatta renault Latitude’den sonra ortaçağdan 4-5 çağ atlayıp direk milenyum çağına geçiş yapmış. İnanılmaz bir sıçrama. Ancak bu aynı zamanda segmentin liderinin ne kadar iyi bir paket olduğunu gösteriyor. Bu boyutta bir sıçramaya rağmen yine de liderlikten inmiyor Passat: Boyutlar, ergonomi, kalite, değer koruma, yürüyen aksam, şanzuman,yalıtım, performans, hisler ve tüketim değerlerinde neredeyse en iyi yada en iyinin bir altı. Renault ise malesef bu devasa gelişimle hacim ve yenilikçilik konusunda lider olabiliyor. Performans konusunda da belki podyuma çıkabileceğini ekleyebiliriz. Sadece o kadar.
Bu durumda Passat ile aynı fiyata satılan ve elden çıkartmak istediğinizde de tahminen passattan 5-10 bin TL ucuza satacağınız ve onun kadar iyi olamayan bir araçtan bahsediyoruz.
Peki yeri neresi? Passat ve Superb’den sonra 508 ile birlikte 3. sırayı paylaşıyor. Sonra ise özellikle fiyatıyla Insignia ve tam bir paketi olmayan Mondeo. Ardından Japonlar Koreliler Jet Li ve Jacky Chan.


22 Mart 2016 Salı

Honda Gururla Sunar: Honda Sensing // Honda Proudly Presents : Honda Sensing

DÜNYADA İLK : YAYA GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİREN TEKNOLOJİLER

Honda Sensing
Honda mevcuttaki İleri Sürüş Asistanları isimli bir önceki versiyon teknolojiyi güncelledi. Yeni sistem kamera ve radar teknolojilerinide içeriyor. Bu yapılar çarpışmadan kaçınma ve akıllı adaptif hız sabitleyici ile entegre çalışıyor. Sistem yeni gelen teknolojilere ek olarak ön çarpışma uyarısı, şerit takip uyarısı ve takibi, trafik işaretleri aktif tanıma, kör nokta, çapraz trafik takipçisi ve uzun kısa far asistanı ile tam entegre çalışıyor.

Çarpışmadan Kaçınma Sistemi:
Stereo Kamera ve radar tarafından desteklenen sistem uzun bir mesafede hem arka hem ön tarafta aracın kendi şeridi veya sağındaki solundaki birer şeritten gelebilecek çarpışma riskini tahmin ederek aracı aktif tetikte tutuyor ve risk belli bir seviyete ulaşmadan gerekli frenleme veya kaçınma manevrasını yapabiliyor. Sistem şu aşamada otomobil, otobüs ve kamyonları tanıyor. Motor vb araçları tanımıyor. Öte yandan sistem tehlikeli yaklaşılan öndeki yaya ve araçlara karşı da tepki veriyor.

Akıllı Adaptif Hız Sabitleyici
Dünyanın ilk tehminleme algoritmasına sahip hız sabitleyicisi olan Akıllı Adaptif Hız Sabitleyici (i-Acc) rotayı ihlal etme olasılığı olan araçları öngörmek de dahil otomaik hızlanma yavaşlama ve frenleme yeteneğine sahip. Sisem belli bir mesafedeki ön arka veya yanlarda bulunan her bir aracın diğer araçlar yol koşulları ve hareket etme karakteristiklerini ayrı ayrı hesaplayıp aracın kendisin şeridine önüne veyadirek üstüne gelme ihtimalini sürekli tahmin ediyor. Bunu yaparken aynı anda 24 araca kadar aynı anda hesaplama yapabilme yeteneği var. Sitemin en önemli parçası diğer markalardaki gibi aniden önünüze kıran bir araç olursa bunun tamamen şeridinize girmesi durumunda değil, girmeden çok önce tepki verebiliyor olması. Proaktif. Sistemin diğer bir kısıtıda olası bir çarpışma için çarpışma olasılığı o andan itibaren ilk 5 saniyede öngörülüyorsda çalışması. Devreye girişide ürkütüc derecede sert oluyor.

Şerit Takip Uyarısı Ve Takibi
Çok noktadan odaklamalı stereo kamera algılayıcılarla çalışan sistem, yol çizgileri tarama alanında %85 ve üzerinde belirginse şeriti belirleip şeritte kalma konusunda uyarıcı ve yardımcı olabiliyor. Ayrıca sistem 72 km hızın üzerinde ve 230 metre radial uzunluktan uzun yollarda çalışıyor.

Aktif Şehiriçi Frenleme Sistemi
Hesaplama mesafesi içerisinde 32 km hızın altında lazer radarına dayalı olarak şehiriçinde duran veya hareketli nesneler karşı otonom fren yapabiliyor.

Ön Çarpışma Uyarısı Sistemi
15 KM ve üzerindeki hızlarda çalışan bu sistem, araba otobüs veya kamyonlara olan tehlikeli ön yaklaşmalarda uyarı veriyor.

Çapraz Trafik Takipçisi
Geri giderken 165 derecelik ve belli bir mesafeye sahip alanda radar ile tespit edilen 25km üzerindeki hızlarda yaklaşan her türlü araç için ekranda görsel ve sesli uyarı veriyor.

Trafik İşareti Aktif Tanıma Sistemi
Çok nokta algılayıcı stereo kameralar yoldaki dairesel işaretlerin büyük bir kısmını tanıyabiliyor ve i-MID ekranında gösteriyor.  Sistem aynı anda sadece 2 uyarı gösterebiliyor.

Uzun Kısa Far Asistanı

40 km üzerindeki hızlarda çalışna sistem otomatik olarak uzun farları açıp kapatabiliyor.Bunu yaparken önde gelen veya giden araç bisiklet gibi araçları gözetiyor ve şehirden geçerken yeteri kadar ışık varsa sistem devreye girme gereği görmüyor.Sistem sürücü tarafından istenirse kapatılabiliyor.